Kutsal metinler dini geleneklerin temel kaynaklarından biridir ve dini geleneğin oluşmasında ve gelişmesinde merkezî rol oynarlar. Dinin emir ve yasakları, inanç esasları, ferdî ve içtimaî dini pratikleri kutsal metinler aracılığıyla öğrenilir. Ayrıca kutsal metinler mitler, din kurucusunun vaazları, sözleri; ilahiler ya da müntesiplerinin başından geçen tarihi olayları içerebilir. Kutsal metinler tanrısal varlığın insanlığa hitabıdır. Özellikle otoritesini kutsal yazılardan alan dinlerin geleneksel inanışlarına baktığımızda kutsal metinler peygamber, rişi, aziz olarak tavsif edilen kişilere vahyedildiği, ardından bu kişilerce vahiyler/ ilahi ilhamlar yazıya geçirildiği görülür. Tanrı'nın koruması altında olduğuna inanılan kutsal metinler her türlü insan müdahalesinden, tebdil ve tağyirden uzak olduğuna müntesipleri tarafından inanılır.
Birçok ortak noktası olan kutsal metinlerin dini pratiklerde, liturjide kullanılmasına baktığımızda ise dini, tarihi veya kültürel sebeplerden dolayı birtakım farklılıklara sahip olduğu görülür. Mesela, Yahudilik ve Hinduizm'in dini inanışları, dini pratikleri, kurtuluş öğretileri, eskatolojik beklentileri farklı gözükse de toplumun ve içtimai kuralların şekillenmesinde din adamı sınıfının (brahminler ve rabbiler) ve kutsal metinlerin (Vedalar ve Tora) rolü yadsınamaz bir gerçektir. Bu iki dini gelenekte kutsal metinlerin okunması ve üzerinde çalışılması önemlidir. Fakat Yahudi kutsal metinleri yüzyıllar önce yazıya geçirilmişken Hindu kutsal metinleri ise şifahi geleneğe göre nesilden nesile aktarılmıştır. Doğal olarak iki farklı aktarım usulüne göre kutsal metinleri okuma âdâbında birtakım farklılıklar doğacaktır. Bu bağlamda çalışmamızın amacı Hinduizm ve Yahudilikte kutsal metinleri okuma âdâbını mütalaa etmek; okuma usullerini, özel şartlarını ve dikkat edilmesi gereken hususları tespit ve mukayese etmektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 4 |