Sürgün mefhumu, Yahudi kültürel kimliğinin en belirleyici unsurlarından biridir. Asur İmparatorluğu’nun Yahuda’yı ele geçirmesiyle Yahudi nüfusunun ciddi bir kısmı Babil’den sürülmüş, bu olay Yahudilik açısından tarihsel süreçte inşa edilecek kültürel kimliğin önemli bir unsuru haline gelmiştir. Tam da bu dönemde Tevrat’ın kanonize edilmesi ve yazıya geçirilmesi söz konusu olmuştur. Bu yönüyle sürgün, Yahudilik dininin ve tarihsel kimliğinin başlangıçlarına işaret eder. Zira sürgünle birlikte dinsel doktrin ve tarihsel hafıza daha da sabit hale getirilmiş; böylelikle de itikadın sınırlarının korunması kaçınılmaz bir gereklilik halini almıştır.
Yahudilik açısından tarihsel olarak her ne kadar ikinci olsa da daha önemli olan sürgün, İS 70’de Romalıların Kudüs’ü ele geçirmelerinden sonraki süreçte Yahudilerin isyan etmeleri ve Kudüs’ten ciddi oranda sürülmeleriyle olmuştur. Pers İmparatoru Kyros’un fermanıyla Babil sürgününden dönen Yahudiler Kudüs’teki tapınağı inşa etmişlerse de İS 70’de bu defa Roma İmparatorluğu’nun farklı yerlerine dağıtılmışlardır. Roma eliyle Kudüs, Yahudiliğe dair izlerin silindiği bir dönemi yaşamaya başlamıştır. Böylece binlerce yıllık Yahudi hafızasında Roma, Kudüs’ün tam karşısında yer alarak Yahudi olmayan dünyanın bir simgesi olmuştur.
Yahudi kültürel hafızasında “Roma” negatif çağrışımları yansıtıyor olsa da yüzlerce yıl Roma kentlerinde hayat bulmuş Yahudilerin bilinen varlığı, ilişkilerin çok daha karmaşık olduğunu işaret etmektedir. Çalışma sahası olarak belirlediğimiz Küçük Asya'daki Roma kentlerinden elde edilmiş arkeolojik ve epigrafik bulgular yardımı ile Yahudilerin toplumsal hayattaki yerleri sorgulanacaktır. Özellikle, toplumsal hayatın giderek yeni din olan Hıristiyanlığın etkisiyle, hissedilir oranda değişime uğradığı Geç Antik Çağ’da, Yahudiliğin, Hıristiyan itikadı başta olmak üzere, sosyal hayatın çeşitli aşamalarında etki unsuru olduğu akılda tutulduğunda önemi daha iyi anlaşılmaktadır. Doğu Akdeniz'de yer alan Roma kentlerindeki Yahudileri ve “Gentile”leri karşılaştırarak inceleyecek olan çalışmamız, Roma kentlerinde ikamet eden Yahudileri ve kültürel kimliklerini hatırlamaya ve anlamaya katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.
The notion of exile is one of the most decisive elements of Jewish cultural identity. With the Assyrian Empire's capture of Judah, a significant portion of the Jewish population was expelled from Babylon, which became an important element of the cultural identity to be built in the historical process for Judaism. It was precisely during this period that the Torah was canonized and transcribed. In this respect, exile marks the beginning of the Jewish religion and its historical identity. Because the religious doctrine and historical memory become more stable with exile; thus, the protection of the boundaries of creed has become an inevitable necessity.
The second, though historically more important, exile in terms of Judaism, came from the rebellion of Jews after the Romans conquered Jerusalem in 70 AD, and their total exile from Jerusalem. The Jews who returned from exile from Babylon with the rescript of the Persian Emperor Kyros, built the temple in Jerusalem, but this time in 70 AD they were distributed to different parts of the Roman Empire. Under the influence of Rome, Jerusalem began to live at a time when traces of Judaism were erased. Romans became a symbol of the non-Jewish world and fall within the heart of Jerusalem.
Although the “Roman Empire" reflects negative connotations in Jewish cultural memory, the presence of Jews who have lived in Roman cities for hundreds of years indicates that the relations are much more complex. With the help of archaeological and epigraphic findings obtained from Roman cities of Asia Minor, we have determined as the study area, the place of Jews in social life will be questioned. Particularly in the Late Antiquity, when social life has changed considerably under the influence of Christianity, which is a new religion, the importance of Judaism in various stages of social life, especially Christian faith, is better understood. Our study, which will be examined by comparing the Jews and gentiles in the Roman cities in the Eastern Mediterranean, aims to contribute to remember and understand the Jews who have been inhabited in the Roman cities for hundreds of years and their cultural identities.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Bölgesel Çalışmalar |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 16 Eylül 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 6 |