Ozanlık/âşıklık geleneği Türk kültür tarihinin en önemli sözlü kültür gelenekleri arasındadır. Türklerin tarih sahnesinde görülmesiyle birlikte ozanlık olarak anılan gelenek, özellikle 16. yüzyıldan itibaren Türk-İslâm senteziyle birlikte yerini âşıklık geleneğine ve âşıklara bırakmıştır. Bu bağlamda çalışmada vurgulanan ozanlık/âşıklık kronolojik bir vurguya dikkat çekmektedir. Binlerce yıllık bir süreçte oluşan ve geleneksel uygulamalarını büyük ölçüde korumuş Âşıklık geleneği Türk halk kültürünün yaşatılmasında ve gelecek kuşaklara atarılmasında hala önemli bir görev üstlenmektedir. Ozanlar/âşıklar toplumsal hayat içerisinde ortaya çıktığı ilk dönemlerden günümüze sohbet, düğün, eğlence gibi çeşitli meclislerde saz ve söz kabiliyetini sergileyen müzisyen karakteristikleriyle bilinmektedir. Doğu Anadolu bölgesi yöreleri başta olmak üzere, İç Anadolu ve Güney Anadolu’da yaygınlık gösteren geleneğin temsilcileri, diğer yöre âşıklarını büyük ölçüde etkilemiştir. Türkülerin en önemli üretim kaynağı olan ozanların/âşıkların ürettiği eserler geleneğin öğretim ve aktarım modeli olan usta-çırak ilişkisiyle hâfızalarda yer edinmiş, halka mal olmuştur. Erzurum, geçmişte olduğu gibi günümüzde de âşıklık geleneğinin yaşadığı ve yaşatıldığı önemli bir merkezdir. Son yıllarda âşıklık geleneğinin bozulmasına, unutulmasına ve yeni temsilcilerinin yetişmemesine rağmen, Erzurum yöresinde âşıklık geleneği hâlâ sürdürülmektedir. Araştırmada bu noktada yöredeki âşıklık geleneği ve bu geleneğin sürdürüldüğüne dair güncel olarak icrâ edilen âşık müziğinin temsilcilerinin eserleri konu alınmıştır. Kültürel bir çalışma olması sebebiyle araştırmada kültür analizi deseni kullanılmıştır. Literatür taramasında elde edilen veriler üzerinde betimsel bir analizle geleneğin kuramsal çerçevesi oluşturulmuş, araştırmanın içerik analizi basamağında ise, Erzurum yöresinden amaçlı örneklem yöntemiyle belirlenen âşıklarının kaynaklık ettiği iki uzun hava, dört kırık hava olmak üzere toplam altı eser notaya alınmış müzikal ve edebi açıdan analiz edilmiştir. Video kayıtlarından notaya alınan eserlerde âşıkların kendi icrâları veya ulusala mal olmuş sanatçıların icrâları esas alınmıştır. Sonuç olarak, geleneğin son dönemlerde büyük ölçüde sekteye uğradığı düşünülse de Erzurum yöresinde, geleneğe bağlı kalarak usta-çırak ilişkisinin etkisiyle hala özgün nitelikli eserlerin üretilebildiği, bu eserlerin halk tarafından benimsendiği, geleneğin sürdürüldüğü, âşık kahvehane kültürünün devam ettirildiği ve bu yolla geleneğin yeni kuşaklara aktarıldığı ortaya çıkarılmıştır.
The tradition of troubadourism/minstrelsy is among the most important oral culture traditions of Turkish cultural history. With the appearance of Turks on the stage of history, the tradition known as troubadourism has been replaced by the tradition of minstrelsy and minstrels, especially since the 16th century with the Turkish-Islamic synthesis. In this context, the troubadourism/minstrelsy emphasised in this study draws attention to a chronological emphasis. The tradition of minstrelsy, which has been formed over a period of thousands of years culture and its transmission to future generations. From the first periods of their emergence in social life to the present day, bards / minstrels are known for their characteristics as musicians who display their instrumental and spoken word skills in various assemblies such as conversations, weddings and entertainment. The representatives of the tradition, which is widespread in Central Anatolia and Southern Anatolia, es-pecially in Eastern Anatolia, have greatly influenced other regions and minstrels. The works produced by bards / minstrels, the most important source of production of folk songs, have taken place in the memory through the master-apprentice relationship, which is the teaching and transmission model of the tradition, and have become public property. As it was in the past, Erzurum is an important center where the tradition of minstrelsy is lived and kept alive. Despite the deterioration and forgetting of the tradition of minstrelsy in recent years and the lack of new representatives, the tradition of minstrelsy is still being carried on in the Erzurum region. At this point in the research, the tradition of minstrelsy in the region and the works of the representatives of minstrel music, which are currently performed to show that this tradition is maintained, are discussed. Since it is a cultural study, a cultural analysis design was used in the research. The theoretical framework of the tradition was created with a descriptive analysis on the data obtained in the literature review, and in the content analysis step of the research, a total of six works, two long airs and four broken airs, which were the source of the minstrels determined by the purposeful sampling method from Erzurum region, were notated and analyzed musically and literarily. The works notated from the video recordings are based on the performances of the minstrels themselves or the performances of nationally known artists. As a result, although it is thought that the tradition has been interrupted to a great extent in recent times, it has been revealed that in Erzurum region, original works can still be produced with the influence of the master-apprentice relationship by adhering to the tradition, these works are adopted by the public, the tradition is maintained, the âşık coffeehouse culture is continued and in this way the tradition is passed on to new generations.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk Halk Müziğinde Yorumculuk |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 5 Şubat 2024 |
Kabul Tarihi | 20 Mart 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 43 |