İslam düşüncesinde ahlak hem felsefenin
hem de dinin nihai hedefi olarak telakki edilmiştir. Bir hikmet arayışı olarak
tanımlanan felsefi faaliyetin nihai gayesi erdem ve mutluluk olarak
belirlenmiştir. Aynı şekilde din de insanı dünya ve ahirette mutlu kılacak
eylemleri vaz etmektedir. İslam düşüncesinde her iki disiplin de ağırlıklı
olarak pratik yönüyle değerlendirilmiş ve her iki disiplinin de ahlaklı olmanın
kaynağı olduğuna işaret edilmiştir. Bu çalışmada ahlaka dair düşünceleriyle ön
plana çıkmış İslam düşünürlerinin felsefe ve din tanımlarına yer verilecek, bu
tanımların ahlak ile ilişkilendirilme çabalarına dikkat çekilecektir. İslam
düşüncesinde dini etkinliğin felsefi etkinliğe yaklaştırıldığını
söyleyebiliriz. Bu bakımdan bu çalışmanın, son dönemlerde sıkça ifade edilen,
hikmetten yoksun bilginin ahlaki eylemden de yoksun olması meselesine ışık
tutacağı kanaatindeyiz.
In Islamic
thought, ethics is considered as the ultimate goal of both philosophy and
religion. The ultimate goal of a philosophical activity, which is defined as a
quest for wisdom, has been determined as virtue and happiness. Likewise,
religion establish rules to let people achieve happiness in the world and the
Hereafter. In Islamic thought, both disciplines have been evaluated mainly in
practical terms and the both have been pointed out to be the source of being
moral. In this study, the definitions of philosophy and religion of Islamic
thinkers who have come into prominence with their thoughts about ethics will be
referred to and the attempts to associate these definitions with ethics will be
highlighted. It may be said that in Islamic thought, religious activity has
been brought closer to philosophical activity. In this regard, the present
study will shed light on a matter often expressed in recent times, which is
that knowledge lacking wisdom also lacks moral conduct.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 |