The 2008 financial crisis had important consequences first in the US economy and then in the global economy. This has caused a significant change especially in the monetary policy practices of developing country central banks. The American Central Bank was the first monetary authority to apply for these practices. With these applications called as non-traditional monetary policy, an extraordinary amount of government bonds and mortgage-backed securities were made. As a result, the global liquidity level increased. Thus, foreign financial institutions having access to liquidity facilities and foreign capital inflows into the country has increased in Turkey. In 2010, as a necessity of the current developments, policy tools that monitor both price stability and financial stability were designed. These policy tools aimed to prevent the risks that might occur in asset and credit markets as a result of fluctuations in foreign capital movements. The asymmetric interest rate corridor is one of the policy tools that has been implied in this period. Therefore, this policy tool is important for the financial stability target of the Central Bank. With this policy tool, the CBRT has the opportunity to influence loan and deposit transactions without changing the policy interest rate. Thus, it is aimed to have an impact on both speculative capital inflows and credit markets at the same time. Accordingly, this study aims to investigate the effect of the asymmetric interest rate corridor, which is implied between 2010:5-2018:5, on financial markets. The upper limit of the corridor, the lower limit of the corridor, BIST100, the overnight repo rate, and the dollar / TL exchange rate are the variables considered in the empirical analyses. VAR is preferred as the analysis method and the analysis is carried out with data at monthly frequency. According to empirical results, the lower corridor positively affects the overnight repo rate and it affects the BIST100 index negatively. In addition, it is seen that the upper limit of the corridor has no effect on the variables used in the study.
Interest rate corridor Borsa Istanbul VAR Monetary policy CBRT
2008 finansal krizinin önce ABD ekonomisinde, ardından küresel ekonomide önemli sonuçları olmuştur. Bu durum, özellikle gelişmekte olan ülke merkez bankalarının para politikası uygulamalarında önemli bir değişim ortaya çıkarmıştır. Amerikan Merkez Bankası bu uygulamalara başvuran ilk para otoritesi olmuştur. Geleneksel olmayan para politikası olarak isimlendirilen bu uygulamalarla olağanüstü miktarda devlet tahvili ve mortgage teminatlı varlık alımı (mortgage- backed securities) yapılmıştır. Bunun bir sonucu olarak, küresel likidite düzeyi artmıştır. Böylece, Türkiye’deki finans kurumlarının yabancı likiditeye erişim olanakları ve ülkeye yabancı sermaye girişleri artmıştır. 2010 yılında, mevcut gelişmelerin bir gerekliliği olarak hem fiyat istikrarını hem de finansal istikrarı birlikte gözeten politika araçlarının tasarlandığı ifade edilebilir. Bu politika araçları, varlık ve kredi piyasasında yabancı sermaye dalgalanmaları sonucunda oluşabilecek riskleri önlemeyi amaçlamaktadır. Asimetrik faiz koridoru uygulaması bu süreçte uygulanan politika araçlarından biridir. Bu nedenle söz konusu politika aracı Merkez Bankası'nın finansal istikrar hedefi için önemlidir. TCMB bu politika aracıyla politika faiz oranını değiştirmeden kredi ve mevduat işlemlerini etkileme imkânı elde etmektedir. Böylece, aynı anda hem spekülatif sermaye girişleri hem de kredi piyasaları üzerinde etki oluşturma amaçlanmıştır. Dolayısıyla bu çalışmada, 2010:5-2018:5 yılları arasında uygulanan faiz koridorunun finansal piyasalardaki etkisi incelenmiştir. Koridorun üst sınırı, koridorun alt sınırı, BIST100, gecelik repo faizi ve dolar/ TL kuru çalışmada kullanılan değişkenlerdir. Analiz metodu olarak VAR tercih edilmiş ve analizler aylık frekansta veri ile gerçekleştirilmiştir. Ampirik sonuçlara göre, koridor alt sınırı gecelik repo faizini pozitif yönde, BİST100 endeksini negatif yönde etkilemektedir. Ayrıca koridor üst sınırının çalışmada kullanılan değişkenler üzerinde herhangi bir etkiye sahip olmadığı görülmüştür.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Ekonomi, İşletme |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 9 Sayı: 5 |