İkinci Dünya Savaşı’ndan, özellikle de 1980’lerden sonra, dünyanın önde gelen ülkeleri tarafından desteklenen küreselleşme olgusu, gittikçe önem ve hız kazanmıştır. 1980 yılında dünya ticareti içerisindeki payı % 18,8 olan ihracat, 2019 yılına gelindiğinde % 30,6’ya ulaşmıştır. Balassa, Chow ve Heller’in çalışmalarında da görüldüğü gibi ülkelerin Kabul edilebilir büyüme düzeylerine ulaşabilmeleri adına ihracat önem kazanmıştır. Bununla birlikte ülkelerin bazıları ihracat stratejilerini, yüksek katma değer yaratan yüksek teknolojili ürünlerin ihracatına ağırlık vermek yönünde farklılaştırdılar. Bu noktada, çalışmada Yüksek Teknolojili Ürün İhracatları mı Refah Düzeyini Artırıyor yoksa Refah Düzeyi Yüksek Ülkeler mi İnovasyonda Daha İyi? sorusuna Dimutriscue and Hurlin nedensellik testi kullanılarak ve dünyadaki en yüksek ve en düşük 10 yüksek teknolojili ürün ihracatçısı ülke grupları karşılaştırılmak suretiyle cevap aranmıştır. Elde edilen sonuçlara göre en düşük yüksek teknolojili ürün ihracatçısı ülke grubu için refah ve yüksek teknolojili ürün ihracatı arasında çift yönlü bir ilişki olduğu, en yüksek, yüksek teknolojili ürün ihracatçısı ülke grubu için ise refahtan yüksek teknolojili ürün yönlü bir nedensellik ilişkisi tespit edilmiştir. Çalışma, refah ve yüksek teknolojili ürün ihracat düzeyleri arasındaki ilişkiyi en yüksek ve en düşük yüksek teknolojili ürün ihracatçılarını karşılaştırmak yoluyla inceleyen literatürdeki ilk çalışmadır.
Yüksek Teknolojili Ürün İhracatı Refah Dimutriscue and Hurlin Nedensellik Testi İnovasyon Kişi Başına Milli Gelir
After the Second World War, globalization has been promoted and supported by the leading countries, especially after the 1980s, globalization has accelerated. 18.8% percent of exports within total world trade as of 1980 has become 30.6% by 2019. Export became important, especially for reaching acceptable growth rates for countries, as manifested in the studies of Balassa, Chow and Heller. However, some countries changed their strategies toward exporting the products that create higher values to their trade level, which means exporting the more profitable high-technology products. By this new government strategy, it is aimed to find the answer to the question ‘Does High Technology Product Exports Increase Welfare or Countries with High Welfare Levels Innovate Better?’ using the causality test of Dimutriscue and Hurlin for 20 countries of the top10 and bottom 10 high-tech exporters of the world with the time span of 2007-2018. It is concluded that for bottom high-technology exporters, there is two-way causality between welfare and high technology exports, but for top ten high technology exporters, there is one-way causality from welfare to high technology exports. This may be the sign of after a certain saturation level of welfare; high-tech product exports do not create any value on welfare. To our knowledge, this research paper is the first study that makes a comparison between top high-tech exporters and bottom high-tech exports in terms of analysing the effects of high-tech exports on welfare. Moreover, this is the first paper on two-way impact analysis; the impacts of welfare on high-tech export and the impacts of high-tech export on welfare.
High-Technology Product Exports Welfare Dumitrescu and Hurlin Causality Test Causality Innovation GDP Per Capita
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Ekonomi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 10 Sayı: 2 |