Fears and concerns about death are expressed by poets, thinkers, and philosophers of almost every society. Although some people offer different solutions to the fear of death, such as skeptics, religions, and philosophers have claimed that human beings will exist in some way after death. In Islamic thought, the understanding that man will meet an eternal life after death is dominant. However, there are differences of opinion about the nature of this life. The debate is mostly about the nature of the soul, resurrection, and how this resurrection will take place. Regarding the nature of the soul, Ibn Sînâ and his followers argue that since they see the soul as a simple substance, it will continue to exist even if the body dies. Some theologians, on the other hand, consider the soul as a subtle body and claim that it will disappear with the death of a man and that eternal life will be possible only through resurrection. In this study, we will discuss the thoughts of the great Turkish poet and thinker Fuzûlî on death and beyond. Fuzûlî deals with death as a poet. He emphasizes that the life of this world is temporary and that we should not forget death by being unawareness. In terms of the nature of the soul, which philosophers discuss, he adopts the perspective that the soul is an independent substance, like Ibn Sînâ. However, he differs from him by stating that the hereafter should be bodily as well as spiritual. Fuzûlî tries to justify his thoughts with revelation and rational proof.
Turkish-Islamic Thought Death Soul Bodily Resurrection Eternity.
Ölüme dair duyulan korku ve endişeler hemen hemen her toplumun şairleri, düşünürleri, filozofları tarafından dile getirilmektedir. Septikler gibi ölüm korkusuna farklı çözüm önerileri getiren kimseler olmakla beraber, dinler ve filozoflar insanın ölümden sonra da bir şekilde var olacağını iddia etmişlerdir. İslam düşüncesinde insanın ölümden sonra ebedi bir ahiret hayatıyla karşılaşacağı anlayışı hâkimdir. Ancak bu hayatın mahiyetinin ne olacağı hususunda görüş ayrılıkları mevcuttur. Tartışma daha çok ruhun mahiyeti, yeniden diriliş ve bu dirilişin ne şekilde olacağı konularında yaşanmaktadır. Ruhun mahiyeti konusunda İbn Sînâ ve takipçileri, ruhu basit bir cevher gördüklerinden onun beden ölse bile var olmaya devam edeceğini ileri sürmektedir. Bazı kelamcılar ise, ruhu latif bir cisim olarak düşünmekte, insanın ölümüyle birlikte onun da yok olacağını, ebedi hayatın ancak yeniden dirilişle mümkün olacağını iddia etmektedirler. Bu çalışmada büyük Türk şairi ve düşünürü Fuzûlî’nin ölüm ve ötesine dair düşüncelerini ele alacağız. Fuzûlî, bir şair olarak ölümü ele almaktadır. O dünya hayatının gelip geçici olduğunu, gaflete düşüp ölümü unutmamak gerektiğini vurgulamaktadır. Filozofların tartışma konusu yaptıkları ruhun mahiyeti hususunda büyük ölçüde İbn Sînâ gibi ruhun bağımsız bir cevher olduğu anlayışını benimsemektedir. Ancak ahiret hayatının cismani de olması gerektiğini belirterek ondan ayrılmaktadır. Fuzûlî düşüncelerini akli ve nakli delillerle temellendirmeye çalışmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 1 Aralık 2022 |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 11 Sayı: 4 |