Bir toplumun
edebiyatında başka bir topluma dair yansımalara rastlanabilir. Edebiyat bilimde
buna imaj adı verilir. Bunları inceleyen bilim ise imaj bilim olarak
adlandırılır. İmajlar toplumlar arasındaki ilişkilerin karakterine göre olumlu
ya da olumsuz olabilir. Bunlar toplumların olumlu düşüncelerinden doğmuş
olabilecekleri gibi, güçlü önyargılarından da meydana gelebilirler. Bu sebeple
imajlarda gerçeklik aranmaz. Kazaklar ve Başkurtlar da tarihin geçmiş
devirlerinde, özellikle de Küçük Cüz Hanı Ebulkayır Han döneminde sıklıkla
ilişki kurmuşlardır. Bu ilişkiler bazen iyi seyrederken bazen de Rusya’nın
müdahalesiyle iki halkın arasına nifak tohumları serpilmiştir. Rus Çarlığı
hedeflerine ulaşmak için önce Başkurtları kullanmıştır. Ruslar 17. yüzyılda neredeyse
bütün Başkurt yerleşimlerinde varlıklarını hissettirmeye başlamıştır. Ruslar
Başkurtları hem insan gücü hem de doğal zenginlikleri bakımından sömürmeye
başlayınca Başkurtlar isyan etmiştir. Başkurt isyanlarının bir bölümü, Kazakların
Küçük Cüz Hanı Ebulkayır’ın hanlığını korumak amacıyla Rus Çarının hâkimiyetini
kendi isteğiyle talep ettiği dönemle eş zamanlı yaşanmıştır. Kazak edebiyatına
yansıyan Başkurt imajı, bu dönemdeki tarihî süreci yansıtan imajlardan
oluşmaktadır. Kazak edebiyatına yansıyan Başkurt imajı olumsuz değildir. Romanlardaki
Başkurtlar, atalar inancına ve gelenek göreneklerine bağlı, avcılıkta mahir,
temiz kalpli, konuksever, birlik ve beraberlik içinde yaşayan, boy
teşkilatlanması güçlü, içe kapalı ve dışarıdan kendi toplum yapısına yabancıyı
sokmayan bir Türk halkıdır. Ayrıca Kazak romanlarında Başkurtlar daha çok
Rusya’ya isyanları ile yer almıştır. Bu bakımdan onların Rusya’nın
boyunduruğunu kabul etmeyen, özgürlüklerine düşkün bir Türk halkı olduğunu
söylemek de mümkündür.
Başkurtlara dair
yansımalara bakıldığında Kazak-Başkurt çatışmalarının Rusya’nın siyaseti
sonucunda ortaya çıktığı görülmektedir. Kimi
zaman Başkurtlar kimi zaman da Kazaklar bu Rus siyasetinin bir parçası
olmuştur. Rus Çarlığı, istediği zaman onları savaştırırken istediğinde
çatışmaları durdurmuştur. Dili, dini ve kanı bir olan komşu iki halkı düşman
edip savaştırmıştır. Böylece hem onların Rusya’ya karşı birlikte hareket
etmelerinin önüne geçmiş hem de vakti gelince duruma göre müdahale ederek
hakemlik ve koruyuculuk yapmıştır. Kazak ve Başkurtlar arasında yaşanan
çatışmalar bu nedenle sadece Rus Çarlığının işine yaramış, Rus Doğu Siyaseti’nin
gerçekleşmesi için kapı aralamıştır. Bu makalede Rus Çarlığı ve Kazak Hanlığı
dönemini işleyen Kazakça nehir romanlar örneğinde, Başkurt halkına dair izler sürülmüştür.
Romanlarda Başkurt halkının ne şekilde yer aldığı, Rus-Başkurt, Rus-Kazak ve
Başkurt-Kazak ilişkilerinin Kazak romanlarına nasıl yansıdığı ortaya
konulmuştur.
Bir toplumun
edebiyatında başka bir topluma dair yansımalara rastlanabilir. Edebiyat bilimde
buna imaj adı verilir. Bunları inceleyen bilim ise imaj bilim olarak
adlandırılır. İmajlar toplumlar arasındaki ilişkilerin karakterine göre olumlu
ya da olumsuz olabilir. Bunlar toplumların olumlu düşüncelerinden doğmuş
olabilecekleri gibi, güçlü önyargılarından da meydana gelebilirler. Bu sebeple
imajlarda gerçeklik aranmaz. Kazaklar ve Başkurtlar da tarihin geçmiş
devirlerinde, özellikle de Küçük Cüz Hanı Ebulkayır Han döneminde sıklıkla
ilişki kurmuşlardır. Bu ilişkiler bazen iyi seyrederken bazen de Rusya’nın
müdahalesiyle iki halkın arasına nifak tohumları serpilmiştir. Rus Çarlığı
hedeflerine ulaşmak için önce Başkurtları kullanmıştır. Ruslar 17. yüzyılda neredeyse
bütün Başkurt yerleşimlerinde varlıklarını hissettirmeye başlamıştır. Ruslar
Başkurtları hem insan gücü hem de doğal zenginlikleri bakımından sömürmeye
başlayınca Başkurtlar isyan etmiştir. Başkurt isyanlarının bir bölümü, Kazakların
Küçük Cüz Hanı Ebulkayır’ın hanlığını korumak amacıyla Rus Çarının hâkimiyetini
kendi isteğiyle talep ettiği dönemle eş zamanlı yaşanmıştır. Kazak edebiyatına
yansıyan Başkurt imajı, bu dönemdeki tarihî süreci yansıtan imajlardan
oluşmaktadır. Kazak edebiyatına yansıyan Başkurt imajı olumsuz değildir. Romanlardaki
Başkurtlar, atalar inancına ve gelenek göreneklerine bağlı, avcılıkta mahir,
temiz kalpli, konuksever, birlik ve beraberlik içinde yaşayan, boy
teşkilatlanması güçlü, içe kapalı ve dışarıdan kendi toplum yapısına yabancıyı
sokmayan bir Türk halkıdır. Ayrıca Kazak romanlarında Başkurtlar daha çok
Rusya’ya isyanları ile yer almıştır. Bu bakımdan onların Rusya’nın
boyunduruğunu kabul etmeyen, özgürlüklerine düşkün bir Türk halkı olduğunu
söylemek de mümkündür.
Başkurtlara dair
yansımalara bakıldığında Kazak-Başkurt çatışmalarının Rusya’nın siyaseti
sonucunda ortaya çıktığı görülmektedir. Kimi
zaman Başkurtlar kimi zaman da Kazaklar bu Rus siyasetinin bir parçası
olmuştur. Rus Çarlığı, istediği zaman onları savaştırırken istediğinde
çatışmaları durdurmuştur. Dili, dini ve kanı bir olan komşu iki halkı düşman
edip savaştırmıştır. Böylece hem onların Rusya’ya karşı birlikte hareket
etmelerinin önüne geçmiş hem de vakti gelince duruma göre müdahale ederek
hakemlik ve koruyuculuk yapmıştır. Kazak ve Başkurtlar arasında yaşanan
çatışmalar bu nedenle sadece Rus Çarlığının işine yaramış, Rus Doğu Siyaseti’nin
gerçekleşmesi için kapı aralamıştır. Bu makalede Rus Çarlığı ve Kazak Hanlığı
dönemini işleyen Kazakça nehir romanlar örneğinde, Başkurt halkına dair izler sürülmüştür.
Romanlarda Başkurt halkının ne şekilde yer aldığı, Rus-Başkurt, Rus-Kazak ve
Başkurt-Kazak ilişkilerinin Kazak romanlarına nasıl yansıdığı ortaya
konulmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 1 Sayı: 2 |