Yermak Timofeyev’in tarihsel kişiliği, çıktığı Sibirya seferinin amacı ve bu seferin sonuçları, Çarlık Rusya tarihine dönük araştırma ve tartışmaların en önemli konularından birisidir. Gerçekten de kimdi bu “Sibirya Fatihi” diye takdim edilen Yermak Timofeyev? Sibirya kapılarına çar ya da Stroganovlar istediği için mi dayanmıştı? Seferini Sibirya topraklarını Rus devletine katmak ve bu topraklar üzerinde yaşayan “kâfir”leri Mesih’le buluşturup onurlandırmak için mi yapmıştı? Yoksa işlediği yağma suçlarından ötürü kendisini çara affettirmek isteyen yağmacı bir ataman mı idi? Bu sıradan yağmacı Kossak atamanı nasıl olmuştu da “Sibirya Fatihi”ne dönüşmüştü? Bu süreçte kilise babalarıyla okur yazarların rolü ne idi? Yermak etrafında oluşturulan ve genellikle kurmaca anlatılardan oluşan yazılı geleneğin meydana gelmesinde sözlü anlatılar ne kadar etkili olmuştu? Bu çalışma da tıpkı bazı son dönem Sibiryalı Rus tarihçilerin yaptığı gibi, Yermak Timofeyev konusunu, gerçekle kurgunun bulanıklığı bağlamında ele almış olup yağmacı Kossak atamanının “Sibirya Fatihi”ne dönüştürülmesi sürecini yazılı ve sözlü geleneklerin üretimleri temelinde tartışmıştır. Çalışma ile Altın Orda Devleti’nin dağılmasıyla birlikte güçlenen ve 16. yüzyılın ortalarından itibaren hızlı bir genişleme ya da yayılma sürecine giren Rusların, tıpkı Batı Avrupa’nın sömürgecileri gibi, istila girişimlerini Çarlık döneminde din ve medeniyet eksenli bir şekilde kutsadıkları, bu yönde propaganda aygıtları oluşturdukları, istila girişimlerini, istilacı/yağmacı isim ve kesimleri, kilise ve tarihe not düşenlerce oluşturulan ve siyasi otoritelerce benimsenen kurgusal anlatılar üzerinden sonraki nesillere aktardıkları tespit edilmiştir. Sovyet döneminde bu kurgusal anlatıların çar, din ve kiliseden arındırıldıkları görülmüştür. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Çarlık dönemini sahiplenen siyasi iktidarların Sovyet dönemindeki çar, din ve kiliseye dönük ambargoya son vererek imparatorluk yıllarının “milli kahramanları”nın heykellerinin çarlar tarafından işgal edilen şehirlere dikilmesi sürecine hız vermelerinin, politik amaçlarla çıkarlar dikkate alınmadan yorumlanmasının mümkün olmadığı görülmüştür.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk Halk Bilimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 2 Sayı: 1 |