On October 30, 2020, an earthquake struck the offshore region of the north of Samos Island, in the Gulf of Kuşadası with a magnitude of 6.9. According to damage reports, Bayrakli and Bornova districts were the most affected areas by the earthquake based on the extent of damage and loss. This study aims to evaluate the effects of alluvial properties of the Bornova Plain on the distribution of earthquake damage. The address-based damage reports of the Ministry of Environment and Urbanization and findings of previous studies on the alluvial characteristics of the Bornova Plain were used to interpret the damage distribution. In the study, the damaged building locations were transferred on satellite images and sedimentological-stratigraphic cross-sections. The sedimentological-stratigraphic data of the nine core drillings made in the coastal part of the Bornova Plain presented in the previous studies were associated with the earthquake damage. Alluvial changes related to the Holocene transgression in alluvial stratigraphy present various conditions by means of durability. Six of the collapsed buildings and most of the damaged buildings are located in the mid-Holocene transgression area. In recent years, as an urban renewal area, this field has turned into an area of high-rise apartment blocks and towers. Such change may increase the possibility of earthquake risks. In this regard, it is important to determine the characteristics of the alluviums that form in the alluvial areas surrounding the İzmir bay.
30 October 2020 Samos Earthquake Bornova Plain Alluvial Geomorphology
Bu çalışmada 30 Ekim 2020 günü merkez üssü Kuşadası Körfezi olan Sisam Depremi nedeniyle Bornova Ovası üstündeki yerleşim alanlarında meydana gelen yıkım ve hasarın dağılışında Bornova Ovası’nı oluşturan alüvyonların etkilerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla hasar durumunun dağılışını belirlemek için Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ait adrese dayalı hasar tespit verileri kullanılmıştır. Hasar dağılışı ile ovayı oluşturan alüvyonların özelliklerinin ilişkilendirilmesi için Bornova Ovası’nı oluşturan alüvyonların sedimantolojik ve stratigrafik özelliklerini delgi sondaj yöntemi ile ortaya koyan önceki çalışmalardan yararlanılmıştır. Çalışmada hasarlı binaların konumları uydu görüntüsü ve sedimantolojik-stratigrafik kesitler üzerine aktarılmıştır. Önceki çalışmalarda sunulan Bornova Ovası kıyı bölümünde yapılan alüvyal delgi sondajlara ait sedimantolojik-stratigrafik veriler ile hasar durumu ilişkilendirilmiştir. Sonuç olarak depremden en fazla hasar alan binaların Holosen transgresyonuna bağlı olarak kısa mesafeler içerisinde alüvyonların niteliğinde değişimlerin görüldüğü alçak ova tabanında yoğunlaştığı izlenmiştir. Nitekim yıkılan 7 binanın 6’sı ve hasar alan binaların çoğunluğu bu değişimlerin gözlendiği Holosen transgresyonunun etki alanı üzerindedir. Özellikle son yıllarda Bornova Ovası’nın hemen kıyı gerisindeki bu alanın çok yüksek katlı binaların inşa edildiği bir bölgeye dönüşmesi olası depremler açısından tehlike ve riskleri artırmaktadır. Bu açıdan Bornova Ovası dâhil körfezi çevreleyen alüvyal alanları oluşturan alüvyonların özelliklerinin ve olası bir depreme karşı gösterecekleri tepkilerin belirlenmesi önem taşımaktadır.
30 Ekim 2020 Sisam Depremi Bornova Ovası Alüvyal Jeomorfoloji
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 7 Temmuz 2021 |
Gönderilme Tarihi | 2 Şubat 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 42 |