Birey, parçası olduğu toplum ve çevresini kuşatan kültürün içinde kendisini konumlandırdığı noktadan dünyayı deneyimleyerek anlamlandırmakta, zihninde dünyayı bir tablo biçiminde yorumlamasının sonucunda dünya görüşü ortaya çıkmaktadır. İlk olarak fizikte sözü edilen, daha sonra felsefe ve dilbilim disiplinlerinde araştırmalara konu edilen dünya görüşünün böyle genel bir tanımı, terimin paradigmatik ve ontolojik yönüne ışık tutmaktadır. Bağlantısal bütünsellik, her bir birimin bir üst birimin parçası olduğu ve aralarındaki enformasyon bağlantısı sayesinde bir bütün oluşturduğu ağ yapılarını tanımlamak için kullanılmaktadır. Burada bağlantısal bütünselliğin yanı sıra, bireyin deneyimlerinin depolandığı, nöronlar arası bağlantılar sayesinde meydana gelen ve beynin bağlantısallığını ifade eden ağ anlamına gelen konnektom teriminin önemi ortaya çıkmaktadır. 21. yüzyılda nörobilim çalışmalarının bilim dünyasına kazandırdığı önemli terimlerden biri olan bağlantısal bütünsellik terimi, yaşamın her alanına uygulanabilirliği açısından, dünya görüşü fenomenini de tüm yönleriyle açıklığa kavuşturmayı mümkün kılmaktadır. Düşünce, insan, dünya, gerçeklik, kültür ve dil düzleminde bütünsel açıdan ele alınması gereken dünya görüşü ile özgül yapısı gereği bütünsellik taşıyan bağlantısallık yaklaşımı arasında hem ortaklık hem de disiplinler arasılık söz konusudur. Özetle söylenecek olursa, dünya görüşü fenomeninde bağlantısal bütünselliğin dil ve kültür izdüşümü sonucunda meydana geldiği düşünülmektedir. Dil ve kültür, dünya görüşü ağının temel parçalarıdır. Bu bağlamda dünya görüşü fenomeni bağlantısal bütünsellik yaklaşımı vasıtasıyla açıklığa kavuşturulmuştur.
Araştırma makalemin konusunu bulma sürecinde yardımlarını esirgemeyen danışmanım Prof. Dr. Figen GÜNER DİLEK’e teşekkürü bir borç bilirim.
Individuals make sense of the world by experiencing it from the point where they position themself in the society of which they are a part and the culture surrounding them, and their worldview emerges by interpreting the world in the form of a picture in their mind. Such a general definition of worldview was first mentioned in physics, then in philosophy and linguistics, and enlightens the paradigmatic and ontological aspects of the term. Connectional completeness is used to describe network structures formed by the information connections among the parts of a whole. Here, the importance of the term “connectome” emerges, which is the network in which the individual’s experiences are stored and formed through neural connections; it expresses the connectivity of the brain. As one of the important terms neuroscience studies have brought to the scientific world in the 21st century, connectional completeness allows the phenomenon of worldview to be clarified in all its aspects, especially in terms of its applicability to all areas of life. Both commonality and interdisciplinarity occur within the worldview, and this should be evaluated completely along the planes of thought, people, world, reality, culture, and language using the connectivity approach, which is connective due to its specific structure. In summary, the connectional completeness in the worldview phenomenon is thought to occur along the projection of language and culture, which are fundamental parts of the worldview network. In this context, the phenomenon of worldview is defined by the connectional completeness approach.
Worldview connectional completeness connectome language culture
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe Tarihi (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 18 Ekim 2023 |
Kabul Tarihi | 26 Ocak 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |