Ondokuzuncu yüzyılın düşünce dünyasına olduğu kadar edebiyat
ve psikiyatri dünyasına etki etmiş iki önemli isim olarak F. Nietzsche ve F. M.
Dostoyevsky anılabilir. Bir filozof olarak Nietzsche’nin vicdanın oluşturulan
bir şey olduğuna ilişkin görüşleri halen etkili bir yaklaşım olarak varlığını
sürdürmektedir. Dostoyevsky ise, yirminci yüzyılın ilk yarısında özellikle
edebiyat alanında etkili bir romancıdır. Suç ve Ceza başta olmak üzere çeşitli
romanlarında insanın içsel hallerinin, duygu, arzu ve düşüncelerinin vicdan ile
olan ilişkilerini ele almıştır. Lev Şestov, bu ikilinin çalışmaları üzerinden
vicdan konusunda ondokuzuncu yüzyıla kadar varlığını sürdüren geleneksel hatta
meydana gelen kırılmaya değinir. Bu kırılma, vicdanın yalnızca iyi ve güvenli
olana değil zarar verici ve riskli olana da yönlendirebileceği anlayışının
gelişmesiyle ilgilidir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 17 Nisan 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Sayı: 47 |