Dünyanın insan için yaşanacak bir mekân haline gelmesi her ne kadar bilimsel bakış açısına çok şey borçlu olsa da, bu mekânın anlamla doldurulması kısaca bir ev/yuva haline gelmesi insanın esasen yaşamla sanatsal bir ilişki içerisinde bulunması ile mümkün olmuştur. Bu mekânın insana bir şey ifade edebilmesi için ihtiyaç duyulan anlam ancak dilin kurgusal gücü ile dünyaya sokulabilir. Kendi başına anlamsız, kayıtsız ve nötr olan varoluş sadece bir anlamlandırma edimi ile kazandığı özellik sayesinde insanoğlunun çıkmaya cüret ettiği bir sahne haline gelebilir. Aydınlanmanın sembolize ettiği teorik bakış açısının gözden kaçırdığı bu durum sebebiyle insanın yaşamla girdiği ilişki Nietzsche’nin de dile getirdiği gibi temelden tahrip edilmiştir. Günümüzde kültür ve uygarlığın lokomotifi haline gelen bilimsel ve teknolojik perspektif, yaşamın anlamı sorusuyla bağını çoktan koparmış ve onun önemini yok sayma noktasına gelmiştir. Diğer taraftan sanatsal bakışın sahip olduğu avantaj, kendi doğal işleyişi gereği, gerçekliği kurgu aracılığıyla dönüştürme kapasitesinde ortaya çıkar. Dolayısıyla sanat, belki de varoluşun özsel kayıtsızlığı karşısında yitip gitmemek için insanın anlam yaratımına katkı sağlayan en önemli başarılardan birisini meydana getirir.
Despite the fact that in order to become a liveable space for humankind the world owes many things to the scientific point of view, to fill that space with meaning so that it can be our home, is only possible due to the aesthetic relation which man establishes with life. The meaning which is required so that man could make sense of this space can only be brought into this world through the fictional strength of language. Existence which in itself alone is meaningless, indifferent and neutral can only become a stage where humanity dares to appear, thanks to the attributes that it gains through the act of making sense. By overlooking that point the theoretical approach which is symbolized by the Enlightenment destroys according to Nietzsche the basics of the relation between man and life. Today the scientific and technological perspectives which have become the forces of our culture and civilization have already withdrawn themselves from the question of the meaning of life to the point of ignoring its importance. On the other side, due to its natural mechanism, the advantage which the artistic approach possesses comes from the capacity to transform the reality through fiction. Hence, art is maybe one of the most important accomplishments which contributes to the creation of meaning so that man won't perish against this essential indifference of existence.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Temmuz 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 50 |