The Russell-Meinong debate is a discussion that took place at the beginning of the last century. The focal points of the discussion are basically about how existence should be understood, what is said to exist, the conditions of being an object, and in this context, the relation between ontology and logic. These two thinkers agree with each other on some issues, but they differ on others. Russell argues that propositions involving non-existent objects violate the principles of noncontradiction and excluded middle, and that these objects should be eliminated from ontology. Meinong's object theory, distinguishes the modes of existence and limits the determination of the principles of logic. His search for answers to these ideas led Russell to introduce his theory of descriptions. The solutions provided by the theory of descriptions and its simplicity have led to the thought that Russell was right in this debate over the years. However, with various developments in metaphysics and logic, the debate has been reconsidered. Thanks to this reconsideration, the possibility of putting forward new interpretations of the debate has been revealed. Consequently, various contemporary metaphysical theories have emerged. In this study, first, Russell's criticisms against Meinong will be put forward. Then, Meinong's theory of objects will be presented comprehensively. Thus, the similarities and differences between their understanding will be evaluated. In this framework, the reasons for reconsidering the debate, and various interpretations put forward on it, and the reflections of the debate in contemporary metaphysics will be expounded.
Russell-Meinong tartışması, geçtiğimiz yüzyılın başlarında gerçekleşmiş, nesne sorununu konu eden bir tartışmadır. Tartışmanın odak noktaları; varlığın nasıl anlaşılması gerektiği, nelerin var olduğu, nesne olma koşulları ve bu bağlamda ontoloji-mantık ilişkisidir. Farklı ilkeler ve yöntemler benimseyen iki düşünür, bazı konularda uzlaşı içinde olmakla birlikte çeşitli konularda görüş ayrılıkları içindedir. Russell, temel olarak, varlık-dışı nesneleri içeren önermelerin çelişmezlik ve 3.halin olanaksızlığı ilkelerini çiğnediğini öne sürerek bu nesnelerin ontolojiden elenmesini savunmaktadır. Meinong’un nesne kuramı, özetle, varlık tarzlarını ayırmakta ve mantık ilkelerinin belirleyiciliğini sınırlandırmaktadır. Bu düşüncelere cevap verme arayışı, Russell'ın betimlemeler kuramını ortaya koymasını sağlamıştır. Betimlemeler kuramının getirdiği çözümler ve kuramın yalınlığı, yıllar boyunca bu tartışmada haklı olanın Russell olduğunun düşünülmesine neden olmuştur. Ancak metafizik ve mantıktaki çeşitli gelişmeler ile tartışma yeniden ele alınmıştır. Bu yeniden ele alma sayesinde tartışmaya ilişkin yeni yorumların ileri sürülmesinin olanağı ortaya konmuştur. Buna bağlı olarak çeşitli çağdaş metafizik kuramların ortaya çıkması söz konusu olmuştur. Bu çalışmada öncelikle Russell’ın tartışmanın gerçekleştiği dönemdeki düşünceleri serimlenecek ve Meinong’a getirdiği eleştiriler ortaya konacaktır. Daha sonra Meinong’un nesneler kuramı kapsamlı şekilde sergilenecektir. Böylece, iki düşünürün düşünceleri karşılaştırılmaya tabi tutularak aralarındaki görüş benzerlikleri ve farklılıkları saptanacaktır. Bu çerçevede, tartışmaya ilişkin bir değerlendirme sunularak tartışmanın yeniden ele alınmasının nedenleri, tartışmaya dair öne sürülen çeşitli yorumlar ve tartışmanın güncel metafizikteki yansımaları açıklanacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 53 |