Abū Ali al-Sakūnī (d. 717/1317), who was born in Andalusia and grew up in Maghrib territory, mostly adopted a critical attitude to the later Muslim theologians and logicians, following the footsteps of Abū Baqr al-Bāqillānī (d. 403/1013) in the formation of his own theological views. However, he made use of logicians in terms of the classification of knowledge in general and of Fakhr al-Dīn al-Rāzī (d. 606/1210) in terms of his views on knowledge derived from granting assent on the other. Logical judgment, which is said to be one of the principal elements of the knowledge achieved by granting assent or alternatively regarded as a substitute for knowledge of that kind occupies a central place in the systematical thought of Sakūnī as a whole. For him, among the judgments, which provide a certain basis for all sciences, particularly the rational judgments are of great importance. Because rational judgments are not liable to any changes or modifications, they are subject to examination in the science of Kalām in this respect. Additionally, in Sakūnī’s system, we find that rational judgments are located at the very junction point where his own views on the topic and those of philosophers have collided. For instance, his classification of rational judgment, particularly one that is logically necessary, shows a striking similarity to the understanding of necessity by philosophers such as Abu’l-Hasan al-‘Āmirī (d. 381/992) and Avicenna (d. 428/1037). This article will examine Sakūnī’s work Tamyīz to ascertain his understanding of knowledge and rational judgment.
Endülüs’te başlayan hayatını Mağrib topraklarında sürdüren Ebû Ali es-Sekûnî (ö. 717/1317) müteahhir dönemde yaşamış olmasına rağmen müteahhir kelâmcıları ve mantıkçıları eleştirmiş, kelâmî görüşlerinde büyük ölçüde Ebubekir b. Tayyib el-Bâkıllânî (ö. 403/1013) çizgisini takip etmiş ve kelâm ilminde mütekaddim kelâmcıların referans alınması gerektiğini savunmuştur. Ancak onun bu eleştirel tavrı genel olarak bilgi taksiminde mantıkçılardan, tasdikî bilginin tahlilinde ise Faheddîn er-Râzî’den (ö. 606/1210) istifade etmesine engel olmamıştır. Tasdikî bilginin unsurlarından biri olduğu söylenen ya da tasdiki bilgi anlamında kullanılan hüküm, Sekûnî’nin düşünce sisteminde merkezî kavramlardan biridir. Ona göre bilimlere temel teşkil eden hükümlerin içerisinden özellikle aklî hükümler değişime konu olmadığından dolayı büyük önem taşımaktadır. Bu yönüyle onlar kelâm ilminde inceleme konusu yapılır. Ayrıca bu hükümler, Sekûnî’nin düşünce sisteminde filozoflarla en belirgin kesişimin yaşandığı noktalarından biridir. Bu bağlamda onun aklen zorunlu taksimi İbn Sînâ’nın (ö. 428/1037) zorunluluk anlayışıyla ciddi benzerlik gösterir. Bu makalede Temyîz isimli eserinden hareketle Sekûnî’nin bilgi ve aklî hüküm anlayışı ele alınmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mart 2021 |
Gönderilme Tarihi | 13 Ocak 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |