It is known that the Mamlūk Sultans gave weight to scholars, especially ḥadīth scholars and ḥadīth science. The Mamlūk Sultans engaged in science and compiled works. On the other hand, since the Sultans and the Emirs were different from the people in terms of ethnicity and sect, they needed scholars to establish contact with the people. The Sultans were in contact with scholars to ensure their legitimacy, to control the religious structures of the society, to encourage the society in war and economic troubles, and to persuade society in important decisions. The Scholars also needed political stability in order to work in institutions such as madrasahs and Dār al-ḥadīth, and to continue their scientific studies in peace. Therefore, the Scholars should have been in contact with the Sultans. This situation often affected their scientific and social relations with each other. In the Mamlūk community, where various denominations and ethnic groups lived, the position of the scholars in society varied. The people gave a special value to the scholars who were busy with the ḥadīth because of their interest in the Hz. Prophet and the science of the ḥadīth. In this study, the relationship of the Scholars and especially the muḥaddith with the politicians and each other, the understanding of the ḥadīth and sunna of the society and the position of the scholars in the society will be discussed.
Memlük sultanlarının ulemaya özel olarak da hadis ulemasına ve hadis ilmine önem verdiği, hürmet gösterdiği, kendilerinin ilimle meşgul oldukları ve eser telif ettikleri bilinmektedir. Öte yandan sultan ve emirler gerek etnik açıdan gerekse mezhepsel açıdan halktan farklı olduğu için halk ile aralarında irtibatı sağlamak açısından ulemaya ihtiyaç duymuşlardır. Bu nedenle sultanlar kendi meşruiyetlerini sağlamak, toplumun dini yapılarını kontrol altında tutmak, savaş ve ekonomik sıkıntılarda âlimlerin toplumu cesaretlendirme ve önemli kararlarda toplumu ikna etmek gibi özelliklerinden yararlanmak için ulema ile yakın münasebet içinde bulunmuşlardır. Buna karşın ulema da gerek medrese ve darülhadis gibi kurumlarda görev alabilmek gerekse bireysel olarak huzur içinde ilmî çalışmalarını sürdürebilmek için siyasi istikrar ortamına ihtiyaç duymuştur. Bu da onların sultanlarla belli düzeyde bir ilişki içinde bulunmalarını gerektiriyordu. Bu durum onların çoğu zaman birbirleriyle olan ilmî ve sosyal ilişkilerini de doğrudan etkilemiştir. Bu ilişki ağı içinde oldukça çeşitli mezhep ve etnik grubun yaşadığı Memlük toplumunda ulemanın toplum içindeki konumu da değişkenlik göstermektedir. Özellikle halk Hz. Peygamber’e ve hadis ilmine duyduğu ilgi gereği hadis ile meşgul olan ulemaya ayrı bir değer atfetmiştir. Bu çalışmada genel olarak ulemanın özelde ise muhaddislerin gerek siyasilerle gerek birbirleriyle ilişkileri, toplumun hadis ve sünnet anlayışı ve muhaddislerin toplumdaki konumu, dönemin biyografi ve tarih kitaplarından hareketle mukayeseli olarak ele alınacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Temalı Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Mart 2020 |
Gönderilme Tarihi | 5 Şubat 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 10 Sayı: 1 |