A person who has gone missing, who has not been heard from for a long time, and whose status of being alive or dead is unknown is called mafqūd in the Hanafi fiqh literature. This article examines the marital status of the absent husband who has disappeared under normal circumstances without any danger such as war as well as the husband who has left his family without leaving alimony and refuses to return. The muftâ bih view of the Ottoman Hanafi school forced the wife to wait until the missing husband reached the age of 90. However, the state of necessity for the wife who’d been abandoned without alimony forced the Ottoman Hanafi jurists to give room to other madhabs’ solutions. This room was initially given indirectly through legal institutions such as istikhlāf and niyāba and eventually allowed a Hanafi judge to even follow other madhabs and make a divorce decision against the absent husband.
Nerede olduğu, hayatta olup olmadığı bilinmeyen ve uzun süre kendisinden haber alınamayan kimseye Hanefi fıkıh literatüründe mefkûd adı verilir. Bu makale, savaş vb. tehlike arz eden bir durum olmaksızın kaybolan ve kendisinden haber alınmayan mefkûd koca ile kendisinden haber alındığı halde ailesini nafakasız terk edip dönmeyi reddeden kocanın evliliğini inceler. Osmanlı Hanefiliğinin müftâ bih görüşüne göre geride kalan eş, kayıp kocası doksan yaşına gelene kadar onu beklemek zorundadır. Ancak nafakasız kalan eşin içinde bulunduğu zaruret hali, Osmanlı fukahasını diğer mezhebî çözümlemelere kapı aralamaya mecbur bırakır. Başlangıçta istihlâf ve niyâbet gibi kurumlar üzerinden dolaylı olarak açılan bu kapı, en nihayetinde Hanefi bir hâkimin bile diğer mezhepleri takiple mefkûd/gâib koca aleyhine boşanma kararı alabilmesine imkân tanır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2022 |
Gönderilme Tarihi | 30 Mayıs 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 12 Sayı: 2 |