ÖZET
“
Hayat dengeye kavuştukça sanat ortadan kalkacaktır” Piet Mondrian
Dünyanın
teknolojik değişimine koşut şekilde biçimlenen yaşam koşulları sadece ekonomik,
siyasi ya da tüketim alışkanlıklarımızı/algılarımızı biçimlendirmekle
kalmamakta, aynı zamanda kültürel, edebi ve sanatsal bakış açılarımızın da yeni
bir gözle değerlendirilmesini zorunlu kılmaktadır. Neo-liberal politikalar,
küreselleşme ve melezleşme üzerine kurulu postmodern algı insanın geçmişte
oluşturduğu neredeyse tüm siyasi, kültürel ve sanatsal birikimle yıkıcı ve
inkara dayalı bir hesaplaşma içine girerek kendi meşru zeminini oluşturmaya ve
söylemini kitlelere aşılamaya başlamıştır.
Aristoteles’ten
günümüze kadar yaşamla sanat arasında gerçeklik algısını yansıtma (mimesis)
kuramının türevleri üzerine kurgulayan ve işlevsel boyutunu arınma (katharsis),
ideolojik biçimlendirme, yeni ufuklar açan yaratıcılık gibi pek çok biçimde
tanımlayan sanatçı, günümüz dünyasında yeni olgularla yüzleşmek zorunda
kalmıştır. Her şeyden önce, dijital tasarımın hükümranlığında sanat ve sanatçı
öznel konumunu koruyabilecek midir? Sanat insanın elinden kayıp yapay zekânın
eline mi geçecektir? Bu ve buna benzer pek çok soru sanatın yenidünya düzeninde
konumunu belirlemeye çalışan sanatçı, sanat tarihçisi, akademisyen ve icracı
rolündeki kişilerin sorunsalına dönüşmüştür. Üstelik sadece “evet” ya da
“hayır” gibi yanıtlar tatmin edici olmaktan uzaktır. Bunun yanında, “nasıl?”
sorusuna da yanıt vermek gerekecektir, çünkü en azından bir insan-yapay zeka
yarışı görüntüsü sunan yeni evrende sanatçı, yaratıcılık, insan zekası, ruhsal
konumlandırmalar, düşüncenin dışavurumu, duyguların ifadesi gibi pek çok önemli
boyutu olan varlık alanının sürdürülmesi ya da yeniden tasarlanması da söz
konusudur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Görsel ve Plastik Sanatlar / Visual and Plastic Arts |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2018 |
Gönderilme Tarihi | 1 Ağustos 2018 |
Kabul Tarihi | 26 Eylül 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 8 Sayı: 17 |