This paper problematizes identity in Aslı Erdoğan’s The Shell Man and Sylvia Plath’s The Bell Jar in relation to Julia Kristeva’s theory of abjection. In The Bell Jar, the destruction of “I” is followed through the stories of Esther Greenwood, a nineteen year old girl who receives a prestigious prize in New York and is trapped between her ideals as a successful woman and the gender roles prescribed by society. Similarly, the narrator of The Shell Man is a twenty year old girl who feels alienated amidst prestigious physics schools and laboratories. Within the paper, Esther Greenwood’s “role crisis” and The Shell Man’s narrator’s claustrophobia are discussed from a comparative perspective, with abjection presented as a point of escape. The themes of suicide, illness, crime and night are analysed in relation to the struggle for freedom in both texts
Bu çalışmada Aslı Erdoğan’ın Kabuk Adam ve Sylvia Plath’in Sırça Fanus romanlarında kimlik problemi irdelenmiş, kimlikleri yıkıma doğru evrilen ana karakterlerin abjeksiyonla ilişkisi, Julia Kristeva’nın abjeksiyon teorisi çerçevesinde tartışılmıştır. On dokuz yaşında New York’ta prestijli bir staj olanağı kazanan, aldığı eğitim ve idealleriyle toplumsal cinsiyet baskısı arasında bocalayarak geleceğini çizmeye çalışan Esther Greenwood ile kabul edildiği prestijli fizik okulları ve araştırma laboratuarlarında kendisini kıstırılmış hisseden Kabuk Adam’ın anlatıcısının öznelliklerini adım adım yıkışları takip edilmiştir. Çalışma boyunca Esther Greenwood’un yaşadığı kriz bir rol krizi olarak ele alınmış ve Kabuk Adam’ın anlatıcısının klostrofobi hissiyle karşılaştırmalı olarak tartışılarak, iki kahramanın farklı yöntemlerle abjeksiyona kaçışları izlenmiştir. İki metinde de görülen intihar, hastalık, suç ve gece gibi temalar öznenin özgürlük mücadelesi açısından çözümlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Sylvia Plath, Aslı Erdoğan, Abjeksiyon, Toplumsal Cinsiyet, Kimlik
ABJECTION AS AN ESCAPE POINT: THE PROBLEMATIZATION OF IDENTITY IN THE BELL JAR AND THE SHELL MAN
This paper problematizes identity in Aslı Erdoğan’s The Shell Man and Sylvia Plath’s The Bell Jar in relation to Julia Kristeva’s theory of abjection. In The Bell Jar, the destruction of “I” is followed through the stories of Esther Greenwood, a nineteen year old girl who receives a prestigious prize in New York and is trapped between her ideals as a successful woman and the gender roles prescribed by society. Similarly, the narrator of The Shell Man is a twenty year old girl who feels alienated amidst prestigious physics schools and laboratories. Within the paper, Esther Greenwood’s “role crisis” and The Shell Man’s narrator’s claustrophobia are discussed from a comparative perspective, with abjection presented as a point of escape. The themes of suicide, illness, crime and night are analysed in relation to the struggle for freedom in both texts.
Keywords: Sylvia Plath, Aslı Erdoğan, Abjection, Gender, Identity
Sylvia Plath Aslı Erdoğan Abjeksiyon Toplumsal Cinsiyet Kimlik
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 9 Temmuz 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Sayı: 12 |