The multicultural identity of England has defined a new threatening ‘Other’.
The animosity towards Afro-Caribbean/Indian insurgence dating from the
1930’s and 50’s onwards has been further complicated by post-millennium
‘Islamophobia’. Within this volatile context Monica Ali’s Brick Lane (2003)
offers a troubling insight pertinently anticipating not only the nature of this
slowly brewing antagonism, but finding its source in the formerly subdued
and suburban Muslim ‘shopkeeping’ contingent. Sifting through the
prevailing dark enigma surrounding the Islamic issue, Brick Lane demystifies
by exposing its inherent human context. This new facet of British culture is
decried not in terms of US goaded global rhetoric, as an abstract and alien
‘Evil’, but a situation of social dislocation and intolerance: the sinister
unknown as the novel perceives it is, ironically, not the threat of an Islamic
revolution in London, but the release of bitter resentment and frustration that
the postcolonial power has crassly fostered in its own back garden. Yet, the
issue of postcolonial subjugation is surprisingly incidental to the novel. The
greater emphasis is on the individual’s act of self-verification: here Brick
Lane specifies the complexities of the Islamic identity both as a belief system
and as social regulation: while the former is not confronted on any
ideological or political level; the latter is criticized for limiting the
autonomous social individual through moral constraints that are rigorously
applied externally and consequently deeply internalized. Addressing the
argument almost exclusively in terms of women, race becomes an issue of
subjugation with frustration being the catalyst to both – the Muslim it seems
is most dangerous to her self. Hence, contrary to belief the British Muslim is
the only figure in the dispute forced to deal with the complexities and
‘personal’ dangers of Islam.
İngiltere’nin çok-kültürlü kimliği yeni ve tehlikeli bir ‘öteki’ keşfetmiş
bulunmakta. Karayip Adaları ve Hindistan’dan İngiltere’ye 1930’lar ve
50’lerde göç eden azınlıklara duyulan nefrete, milenyum-sonrasında
‘İslamafobi’nin eklenmesiyle, bu kimlik daha da karmaşık bir hal almıştır.
Patlamaya gebe bu ortama, Monica Ali’nin Brick Lane (2003) adlı romanı
kışkırtıcı bir söylemle, gelişmekte olan karşıt nefretin doğasını irdeler ve
direncin kaynağını geçmişte munis ve sessiz kalan Müslüman ‘esnaf’
kesiminde bulur. Brick Lane, İslam’ı kuşatan ‘karanlık bilinmez’ söylemini
aşarak, insani boyutlarıyla açıklığa kavuşturur. İngiliz kültüründe yeniden
tanımlanan Müslüman zümre, böylece Amerika’nın teşvik ettiği söylem
doğrultusunda, beşeriyetten uzak, soyut bir ‘kötülük’ ilede
ğerlendirilmektense, toplumsal kopukluğu yaşamış ve tahammülsüzlüğe
maruz kalmış bir kesim olarak tanımlanır. Romanın ironiyle öne sürdüğü
olası tehlike, Londra’nın her an maruz kalabileceği bir İslami ihtilal değil,
eski sömürgeci gücün sebebiyet verdiği ve Müslüman azınlık tarafından o ana
dek bastırılmış hayal kırıklığı ve engellenmişliğin, şimdi sömürgeci ülkenin
kendi ‘güvenlikli bölgesinde’ ifade ediliyor olması. Brick Lane,
‘sömürgecilik-sonrası’ kuramı biçimsel olarak önemsemeyip, kişisel varoluş
çabası olarak irdelemekte: bunun nedeni romanın İslam kimliğini bir inanç sistemi olduğu ölçüde, aynı zamanda sosyal yönetim biçimi olarak da
belirlemesinden kaynaklanıyor. Brick Lane, İslam’ın ideolojik veya siyasi
boyutuyla birebir yüzleşmese de, bireye İslam adına dayatılan, özerk
kimliğini din kisvesi altında keyfi ve politik amaçlı kurallarla sınırlayan ve bu
dayatmaların daha sonra içselleştirilmiş bir davranış biçimine getiren yapıyı
eleştirmekte. Konuya neredeyse salt kadın açısından yaklaşıldığı için ırk
çatışması kişinin birebir ezilmesi ve bu olay karşısında duyduğu çaresizlik ve
kızgınlık olarak betimlenmekte. Bu kadın-sorunsalı eğretilemesinin açılımı
gayet net: sözde tehlike unsuru olan Müslüman, dayatılan din/sosyal
dogmaların bir ürünü olarak zararı kendine olan bir kadın imgesidir: yaygın
Batı söylemine karşı, İslam’ın karmaşasına ve kişisel tehlikelerine maruz tek
kişi, çözümsüz bir aitlik arayışında olan Müslüman İngiliz’in ta kendisi.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Creative Arts and Writing |
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | January 3, 2011 |
Submission Date | January 3, 2011 |
Published in Issue | Year 2009 Volume: 22 Issue: 1 |