Abstract
Yeni Roman’ın gerçek öncülerinden biri olan Nathalie Sarraute’un Çocukluk anlatısı iki sesli bir otobiyografidir. 1983 yılında yayımlanan Çocukluk anlatısıyla, yazar otobiyografi türüne yeni bir boyut kazandırır. Sonradan Nathalie Sarraute olan Natacha Tcherniak’ın hayatının Fransa ile Rusya arasında, altı-on iki yaş arasındaki çocukluğunun ilk yılları anlatılır. Kronolojik bir anlatımın olmadığı anılar, bir çocuğun bakış açısıyla dile getirilir. İlk sesin birinci tekil kişi ile verildiği çocuk, anlatıcı ses konumundadır. Dış nedene bağlı temel tepkimeyle, çocuk, bilinçaltındaki yaşamından, ilkokulundan, ebeveynlerinin ayrılığından, Paris’teki yaşamından bahseder. İkinci ses ise, yetişkin anlatıcının vicdanının sesidir. Yetişkin rolü oynayan ikinci ses, anıların bağlantılarıyla belleğin kusurlarını telafi etmeye çalışır. İkinci ses, şüphe uyandıran sözcüklerin doğruluğunun garantörüdür. Kadın anlatıcı ve onun iç sesi, çocukluk döneminde gömülü kalmış duyumları kelimelerle yaşatmaya devam eder. “Nathalie Sarraute’un Çocukluk Anlatısında Bellek” isimli bu çalışmada, hatırlama ve öykü zamanından, aile içindeki ve dışındaki kişilerin bellekteki rolünden bahsedilecek, anıların belirli bir zaman içine yayılması ele alınacaktır. Çocuk ve yetişkin arasında mesafeden hareketle anlatıcı-yazar, çocukluktan kalma izlenimleri şimdiki durumun görüngüsünden dile getirir. Anlatıcı bahsettiği çocuğa ne derece yakındır? Anılarda gerçek olarak kimden bahsedilmektedir? Bellek rolünden hareketle, bu sorunsallara Genette’in anlatıbilimsel yöntemiyle cevap verilmeye çalışılacaktır.