The Turkish courts are under the obligation to ascertain the content of foreign law ex officio, which is determined as the applicable law in a case with foreign element, as a requirement of Art. 2 of Turkish Code on Private International Law and International Cıvil Procedure numbered 5718 (CPIL). However, ascertainment of content of foreign law, which has a critical importance in such cases, is a difficult process that takes a certain amount of time. On the other hand, since Art.6/1 of the European Convention on Human Rights as well as Art.36 and 141 of Turkish Constitution impose an obligation to hear such cases within a reasonable time, it is also necessary for the courts to avoid unnecessary delays that may prolong the length of proceedings. The fact that foreign law could not be ascertained in a reasonable time can lead to failure of the trial to be heard within a reasonable period of time, which may lead to violation of the right to trial within a reasonable time. Therefore, the question of how the Turkish courts should strike a balance between these obligations in such cases in order to prevent possible violations of right to fair trial within a reasonable time deserves to be examined in the light of case law of European Court of Human Rights (ECtHR) on right to fair trial within a reasonable time and of a decision which discuss the issue directly.
Application of foreign law Right to fair trial within a reasonable time The concept of reasonable time Ascertainment of content of foreign law within a reasonable time
Türk mahkemeleri, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK) m.2 hükmünün bir gereği olarak, yabancı unsurlu bir özel hukuk uyuşmazlığında tespit ettiği yabancı hukukun olaya uygulanacak maddi muhtevasını re’sen temin etme yükümlülüğü altındadır. Bununla beraber, bu tür davalarda kritik bir öneme sahip olan yabancı hukukun içeriğinin temin edilmesi zor bir süreçtir ve genellikle uzun bir zaman almaktadır. Diğer taraftan, gerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) m.6/1 gerekse Anayasa m.36 ve 141/son hükümleri yabancı unsurlu davaları da makul sürede karara bağlama yükümlülüğü yüklediğinden, mahkemelerin yargılamanın uzamasına sebep olabilecek gereksiz gecikmelerden kaçınması da gerekmektedir. Zira yabancı hukukun makul bir sürede temin edilmemesi ve yargılamanın makul bir süre içerisinde sona erdirilmemesi, makul sürede yargılanma hakkının ihlaline yol açabilecektir. Dolayısıyla, makul sürede yargılanma hakkının ihlalinin önlenmesi için Türk mahkemelerinin bu tür uyuşmazlıklarda söz konusu iki yükümlülük arasında nasıl bir denge sağlaması gerektiği meselesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) makul sürede yargılanma hakkına ilişkin içtihatları ile konuyu ele alan bir kararı ışığında incelenmeyi hak etmektedir.
Yabancı hukukun uygulanması Makul sürede yargılanma hakkı Makul süre kavramı Yabancı hukukun içeriğinin makul süre içinde belirlenmesi
Konular | Hukuk |
---|---|
Bölüm | İncelemeler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 37 Sayı: 2 |