The story of Layla and Majnun is the symbolic story of all true lovers. All of these stories, despite their differences, narrate the suffering from worldly love and dying because of love. This old legendary story was written firstly by Nizami in Persian and then carried out to the verse and prose simulating of Nizami by many persons. The most famous work of these is Abdurrahman Jami’s work that was written three hundred years later after Nizami wrote it.This article introduced different personalities in story of Layla and Majnun and focused on two precious poets’ (Nizami and Jami) perspectives to story of Layla and Majnun and its personalities.
Leylâ ve Mecnûn hikayesi, bütün gerçek âşıkların sembolik ifadesidir. Bütün bu hikâyelerde, -bazı rivayet farklılıklarına rağmen- dünyevi aşktan murad alamamak ve aşk derdiyle ölmek ortaktır. Bu eski efsanevi öyküyü Nizâmî Farsça manzum yazmış ve ondan sonra Nizâmî’yi taklid ederek çok sayıda yazar ve şair manzum ve mensur olarak aktarmışlardır. Bunların en meşhuru Nizâmî’den üç yüz yıl sonra yazılan Abdurrahman Câmî’nin eseridir. Bu makalede, Leylâ ve Mecnûn öyküsündeki kişilikler tanıtılmış, daha sonra bu iki değerli şairin –Nizâmî ve Câmî- bu öykü ve öyküdeki kişilikler hakkındaki farklı bakış açıları incelenmiştir.