This article argues that a clear correlation exists between disease and the prevailing social functioning. In this respect, every disease can be seen as a metaphor for the age and society in which it emerges. In other words, every period carries a form of disease that bears traces of the dominant lifestyle. This study approaches the epidemic as a kind of sociological projection in the context of studying modern culture and continues the discussion along the lines critically opened by Susan Sontag (2005). Just as Sontag examined disease as a metaphor, this article debates the discourses on masks, social distancing, and hygiene within the scope of COVID-19 along a specific sociological axis around the concepts of speed, control, information, hypermedicalization, and death as the dominant indicators of contemporary culture. For this purpose, the study seeks answers to the following questions through the leading social theorists of the field such as Bauman, Baudrillard, Turner, Furedi and Chul- Han: How does the global epidemic and the current health discourse embodied in it appear within the sociological context? What thoughts and tendencies emerge when examining the pandemic portrait as a social metaphor? For example, what kind of relationship exists between hygiene and cultural fears; among distance, social isolation, and avoidance; and between masks and the superficial idea of death concealed behind quantification? Undoubtedly, the pandemic is a critical breaking point in the history of modern medicine and has forced not only global health practices but also many value judgments to both paradoxically be accepted and questioned.
Bu makalenin argümanına göre hastalık ile geçerli toplumsal işleyiş arasında belirgin bir bağıntı vardır. Bu açıdan her hastalık, içinden çıktığı çağın ve toplumun metaforu olarak görülmeye müsaittir. Başka bir ifadeyle her dönem, kendi başat yaşam tarzının izlerini taşıyan bir hastalık formunu bünyesinde taşımaktadır. İçinde yaşadığımız modern kültür bağlamında salgına bir tür sosyolojik projektör olarak yaklaşan bu makale, tartışmayı Susan Sontag’ın eleştirel bir şekilde açtığı yoldan sürdürmektedir. Hastalığı metafor olarak inceleyen Sontag gibi bu çalışma da, yaşanan Covid-19 kapsamında maske, mesafe ve hijyen söylemlerini sosyolojik eksende ve çağdaş kültürün başat göstergeleri olan hız, kontrol, enformasyon, aşırı-tıbbileşme ve ölüm kavramları etrafında ele almaktadır. Bu amaçla Bauman, Baudrillard, Turner, Furedi ve Chul-Han gibi öncü sosyal teorisyenler üzerinden şu sorulara yanıt aramaktadır: Yaşanan küresel salgın ve onda vücut bulan güncel sağlık söylemi sosyolojik kadrajda nasıl görünmektedir? Pandemi portresi toplumsal bir metafor olarak incelendiğinde hangi düşünce ve eğilimler belirmektedir? Örneğin hijyen ile kültürel korkular arasında, mesafe ile toplumsal izolasyon ve sakınma tavrı arasında ve maske ile sayısallaştırılarak örtülen ölüm fikri arasında ne tür bir ilişki vardır? Hiç şüphesiz modern tıp tarihinin kritik bir kırılma noktası olarak pandemi yalnızca küresel sağlık uygulamalarını değil, birçok değer yargısını paradoksal olarak hem kabule hem de hem de sorgulanmaya zorlamıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyoloji |
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 41 Sayı: 2 |