Osmanlı Devleti XX. Yüzyıl başlarına gelindiğinde hem şehir içlerinde hem de şehirlerarasında henüz modern bir karayolu ulaşım ağına sahip değildi. Daha öncesinde var olan ve çoğu eski kervan yollarından uyarlanmış olanları da yetersizdi. Ülkenin başlıca sorunlarından biri haline gelen bu meseleyi halletmek üzere Osmanlı Hükümeti (İttihat ve Terakki 1908-1918) 1910 yılı başlarında Ticaret ve Nafia Nezaretince çıkarılan bir kararname ile başta başkent İstanbul olmak üzere Anadolu’da Bursa ve Erzurum gibi vilayet merkezi şehirlerde yol ve köprü gibi altyapıların modernleştirilmesini amaçlar. Ancak tıpkı askeri ve eğitim alanlarda olduğu gibi Osmanlı Devleti’nin bu işlerde de görevlendirilecek yeterli sayıda teknik elemanı/mühendisi yoktu. Bu durum dikkate alınarak o yıllarda Osmanlının en önemli müttefiki olan Almanya İmparatorluğu’ndan teknik eleman temini konusunda yardım istenir. Almanya’da yayım yapan çeşitli gazete ve dergilerde Türk Hükümeti’nin yol ve köprü işlerinde görevlendirmek üzere Alman mühendis ve mimarları hizmetine almak istediği bilgisinin ilan edilmesinden sonra ilk aşamada on iki kadar uzman bu görev için müracaatta bulunur ve aralarından sadece beşi seçilerek İstanbul’a çağrılır. Bu makalede yukarıda belirtilen düşünce çerçevesinde Osmanlı Devleti’nin hizmetine alınan Köhler, Zöller, Beutner, Weise ve Höppner gibi Alman mimar ve mühendislerin; hizmete kabul şartları, görev sürecinde yaşadıkları sosyal ve hukuki sorunlar ile bu uzmanların yaptığı planlamalar ve uygulamaların tespiti için Türk ve Alman arşivlerinde araştırmalar yapılmış ve buralardan elde edilen birtakım sonuçlar paylaşılmıştır. Makalede değerlendirilen arşiv belgeleri, düşüncesi iyi olmakla birlikte İttihat ve Terakki Hükümeti’nin bayındırlık alanında yapacağı işlerin altından kalkacak mali gücünün yetersiz olduğunu, bu sebepledir ki Türk Hükümeti hizmetine alınan yabancı uzmanların maaşlarının ödenmesinde ve yapılacak işlerin masraflarının karşılanmasında zorluklar yaşandığını gösterir. Fakat hepsinden önemlisi, istihdam edilen yabancı uzmanların Doğu kültürü ve yaşam biçiminin hâkim olduğu Osmanlı vilayetlerinde yerel idarecilerle ve görevlilerle yaşamış oldukları uyum sorunlarıdır. Öyle ki arşiv kaynakları, Almanya’dan getirilen uzmanların, birkaç istisna dışında, çoğunun kaynak yetersizliği ve uyumsuzluk nedenleriyle 1-2 yıl sonra ülkelerine geri gönderildiğini gösterir. İncelen arşiv kaynakları Türk hizmetine alınan Alman mimar ve mühendislerin görev süreleri boyunca yaptığı planlamalar ve uygulamalar hakkında Mimar Lehmann ve Mühendis Köhler’in İstanbul’da, Mühendis Höppner’in Erzurum Vilayetinde yaptığı işler dışında yeterli somut örnekler sunmaktan uzaktır. Ancak sınırlı sayıda da olsa tespit edilenler bu makalede okuyucuya aktarılmıştır. Bu arşiv araştırmasının ortaya koyduğu en ilginç tespitlerden biri de yerli teknik eleman eksikliği nedeniyle kamu binaları yanında alt- ve üstyapıdan sorumlu Nafia Nezaretindeki nüfuzlu makamların yabancı uzmanlar tarafından ele geçirilmiş olması nedeniyle yol ve şehirlerin modernizasyonu için ihtiyaç duyulan her türlü teknik ve inşaat malzemesinin kendi ülkelerindeki firmalardan ithali konusunda Fransa ve Almanya arasında ciddi bir rekabetin ve dahası zayıf düşmüş Osmanlı Devleti’nin her alanında hegemonya oluşturmak için gizli bir savaşın yürütülmüş olmasıdır.
DAAD (Alman Akademik Değişim Servisi)
Çalışmanın yurt dışı ayağını verdiği bursla destekleyen DAAD (Alman Akademik Değişim Servisi)’ne teşekkür ederim.
The Ottoman Empire did not yet have a modern road transportation network both within and among cities during the early 20th century. The existing roads, a significant number of which were established along old caravan routes, were also inadequate. To overcome this deficiency, the Ottoman government (Committee of Union and Progress 1908–1918) issued a decree in early 1910, under the Ministry of Trade and Public Works, with the aim of modernising infrastructure such as roads and bridges in key locations such as Istanbul, the capital, and major provincial centres like Bursa and Erzurum in Anatolia. Nevertheless, in the military and educational sectors, the Ottoman Empire faced a shortage of skilled technical staff and engineers for these initiatives. Given this situation, the Ottoman Empire sought assistance from its primary ally, the German Empire, to provide technical professionals. Following the announcement of the Turkish government’s intention to recruit German engineers and architects for infrastructure projects in various German newspapers and magazines, twelve experts applied for this assignment, but only five of them were chosen and invited to Istanbul. Research has been conducted in Turkish and German archives within this framework to investigate the criteria for admission to service, the social and legal challenges encountered during their service, and the strategies and actions of German architects and engineers such as Köhler, Zöller, Beutner, Weise, and Höppner, who were recruited by the Ottoman Empire. Some findings from these archives are shared in this article. The archival documents evaluated in this article demonstrate that, despite its good intentions, the Union and Progress government lacked the financial means to undertake public works, leading to difficulties in paying the salaries of the foreign experts hired by the Turkish government and in covering the costs of the planned works. Most importantly, the foreign experts employed in the Ottoman provinces, where Eastern culture and way of life prevailed, faced problems of integration with local administrators and officials. Archival sources show that, due to a lack of resources and incompatibility, most of the experts brought from Germany, with a few exceptions, were sent back to their countries after 1-2 years stay. With the exception of the works of Architect Lehmann and Engineer Köhler in Istanbul and Engineer Höppner in Erzurum Province, the archival sources examined do not sufficiently provide concrete examples of the plans and practises of German architects and engineers recruited to Turkish service during their tenure. However, what has been identified, albeit in limited numbers, is presented in this article. This study shows that, due to the shortage of local technical staff, the influential positions in the Ministry of Trade and Public Works, which was responsible for infrastructure and superstructure as well as public buildings, were seized by foreign experts, and that there was serious competition between France and Germany for the import of all kinds of technical and construction materials needed for the modernisation of roads and cities from companies in their own countries. This study also shows that these two countries engaged in a secret war to establish dominance in every field of the weakened Ottoman Empire.
Ottoman Government road construction bridge construction German Engineers
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat Tarihi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 2 Kasım 2023 |
Kabul Tarihi | 30 Mayıs 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 33 |