Attila İlhan Kurtlar Sofrası’ndan itibaren nehir-roman biçiminde kurguladığı “Aynanın İçindekiler” dizisinde roman kahramanlarını belli bir toplumsal yapı içerisine yerleştirmekle bir yandan insanı söz konusu dönemin ekonomik ve siyasi şartlarının öne sürdüğü bir varlık olarak değerlendirirken diğer yandan onları -tutkuları, cinsel sapmaları ve öfkeleri gibi- bireysel yönelimleri ile okuyucunun karşısına çıkarır. Böylece değişen siyasi ve sosyo-ekonomik şartlarla beraber insanın da sürekli bir değişim yaşadığını vurgular. Attila İlhan romanlarının temel çatışma değerleri arasında yer alan “bağımsızlık” ve “Batının sömürgeci zihniyeti” Dersaadet’te Sabah Ezanları adlı romanda da görülür. Sanatçının 1919-1920 Aralık/Ocak ayından yaklaşık on bir yıllık geriye dönüşle II. Meşrutiyet ile İstanbul’un işgali arasındaki süreyi anlattığı bu romanda Osmanlı İmparatorluğunun ekonomik yönden -gittikçe artarak- Batılı devletlerin idaresi altına girişini sorgular. Ancak sanatçı sözü edilen sorgulamayı doğrudan bir anlatımla okuyucuya sunmaz; bunu “karşı değerler”in temsilcisi olan başkişiye çizdiği “ciddi siyaset adamı” imajı arkasına gizleyerek yapar. Bu bağlamda başkişi “bacaksız” Abdi Bey’in romanın tematik kurgusuna yön veren değerlere bağlı olarak çözümlenmesi Attila İlhan romancılığının Türk edebiyatına katkısını göstermesi bakımından önemlidir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 23 Aralık 2011 |
Gönderilme Tarihi | 23 Aralık 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2010 Cilt: 43 Sayı: 43 |