In this study, the prominent images and forms of image-making in Ahmet Haşim’s poems are analyzed based on Gaston Bachelard’s theory of the poetics of imagination. According to Bachelard’s concept of poetic reverie, which he formulates from a phenomenology-based perspective, literary creation is also a conscious dreaming activity. In this approach, which positions the work as a poetic dream or a dream, the distinction between the concepts of dream and dream should not be overlooked. Dreams are the subject in the discipline of psychology and are associated with the unconscious. On the contrary, the poetic dream originates from conscious dreaming; however, the subject who constructs this dream, which is the product of conscious dreaming, is aware that it is not real, unlike dreams. In Haşim, the trajectory of immersion in dreaming, which is at the forefront, is processed through designs of the past or the ideal realm. While analyzing poetic reveries, Bachelard makes use of C.G. Jung’s archetypal approach and the terms anima and animus. Anima and animus signify the dualities of the subject as a coding form in which anima is assumed feminine and animus masculine. Among the feminine elements in Haşim’s poems in which the anima manifests clearly, the images of the mother and the woman who characterizes the beloved come to the fore. While recollections of the distant past concentrate on the image of the mother and childhood, layers of meaning are formed, in which archetypal elements are intertwined with individual experiences. In these poems, where the themes of memory and childhood coexist, poetic dreams are drawn into the realm of the anima; thus, an interpretation practice shaped under the dominance of the anima is revealed.
Ahmet Haşim Gaston Bachelard poetic reverie phenomenology anima
Bu çalışmada, Ahmet Haşim’in şiirlerinde öne çıkan imajlar ve imaj oluşturma biçimleri, Gaston Bachelard’ın ortaya koyduğu düşleme poetikası kuramından hareketle incelenmektedir. Bachelard’ın fenomenoloji temelli bir perspektiften formüle ettiği poetik hülya kavramına göre edebî yaratım aynı zamanda bilinçli bir düşleme faaliyetidir. Eseri poetik hülya ya da poetik düş olarak konumlandıran bu yaklaşımda düş (hülya) ile rüya kavramları arasındaki ayrım gözden kaçırılmamalıdır. Rüya olgusu, daha çok psikolojinin inceleme konusu olup bilinçdışıyla ilişkilendirilir. Poetik düş ise bilinçli düşlemeden kaynaklanmakla birlikte bilinçli düşlemenin ürünü olan bu düşü kuran özne, rüyalardan farklı olarak onun gerçek olmadığının bilincindedir. Ahmet Haşim’de ön planda olan hülyaya dalma izleği geçmişe veya ideal âleme dair tasarımlar üzerinden işlenir. Bachelard, poetik hülyaları incelerken C. G. Jung’un arketipik yaklaşımından ve yine bu yaklaşım çerçevesinde öne sürdüğü anima ve animus terimlerinden yararlanır. Anima ve animus; animanın dişil, animusun eril varsayıldığı bir kodlama biçimi olarak öznenin sahip olduğu ikilikleri imler. Ahmet Haşim’in şiirlerinde animanın kendisini belirgin bir biçimde gösterdiği dişil unsurlar arasında anne ve sevgiliyi niteleyen kadın imajları öne çıkar. Uzak geçmişe ait hatırlamalar anne imajı ve çocukluk üzerinde yoğunlaşırken bireysel geçmişten gelen deneyimlerle arketipik ögelerin iç içe geçtiği anlam katmanları oluşur. Bellek ve çocukluk temalarının bir arada yer aldığı bu şiirlerde poetik hülyalar animanın alanına çekilmekte ve böylelikle animanın egemenliğinde şekillenen bir yorumlama pratiği açığa çıkmaktadır.
Ahmet Haşim Gaston Bachelard poetik düşleme fenomenoloji anima
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk Dili ve Edebiyatı (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Ağustos 2024 |
Gönderilme Tarihi | 27 Nisan 2024 |
Kabul Tarihi | 25 Temmuz 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 64 Sayı: 2 |