Melankoli, tıbbi ve psikolojik araştırmalarda öne çıkan bir konudur ve kişinin iç dünyasında derin izler bırakan bu ruh hâlinin incelenmesi önemlidir. Psikiyatride depresif bozuklukların bir alt türü olarak ele alınan melankoli; Sigmund Freud, Melanie Klein, Julia Kristeva gibi psikanalistlerin çalışmalarıyla psikodinamik açıdan analiz edilir. Edebiyat dünyasında melankoli, karakterlerin içsel çatışmalarını ifade etmek için sıklıkla kullanılan güçlü bir temadır. Bu çalışma, Güzide Sabri Aygün’ün Münevver ve Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrukesi adlı romanlarında aşk, kayıp ve melankoli temalarını psikanalitik kuram çerçevesinde incelemektedir. İncelenen eserlerdeki karakterler, sevdiklerinin kaybıyla derin bir üzüntü yaşar; hem ruhsal hem de bedensel işleyişi olumsuz etkileyen bir durum olan melankolinin tesiriyle fiziksel ve duygusal acı çekerler. Bunun yanı sıra karakterlerin mekân ve zamandan kaçma arzusu içinde oldukları görülür. Karakterler, mevcut gerçeklikten duydukları memnuniyetsizlik nedeniyle hayalî dünyalara, farklı mekân ve zamanlara sığınma eğilimindedirler. Çalışmada edebî eserlerdeki melankoli temalarının incelenmesinin, bireylerin iç dünyalarını anlamada ve insan psikolojisini derinlemesine kavramadaki önemi ve edebiyat ile psikoloji arasındaki etkileşim vurgulanır. Güzide Sabri’nin ilk dönem romanları, kayıp duygusu ile ondan kaynaklanan melankoliyi edebî bir dille işleyerek okuyuculara insanın içsel çatışmalarını ve kaygılarını anlama fırsatı sunar.
Melancholy is an important topic in medical and psychological research, and the study of this mood, which leaves deep traces in a person's inner world, is crucial. In psychiatry, melancholy is considered a subtype of depressive disorders. It is analyzed from a psychodynamic perspective through the works of psychoanalysts, such as Sigmund Freud, Melanie Klein and Julia Kristeva. In the literary world, melancholy is a powerful theme that is often used to express the characters’ inner conflicts. This study examines the themes of love, loss and melancholy in the novels Münevver and Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrukesi by Güzide Sabri Aygün within a psychoanalytical framework. The characters in these works experience deep grief due to the loss of their loved ones. They suffer from mental and physical anxiety influenced by melancholy, a condition that affects both their mental and physical well-being. In addition, they show a desire to escape space and time and seek refuge in imaginary worlds and different temporal and spatial environments due to their dissatisfaction with the present reality. The study of melancholic themes in literary works emphasizes the significance of understanding people's inner worlds and grasping human psychology in depth and highlights the interaction between literature and psychology. Güzide Sabri’s early novels eloquently portray the melancholy that arises from a sense of loss and offer the reader the opportunity to understand people's inner conflicts and fears through literary expression.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türkiye Sahası Yeni Türk Edebiyatı |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 6 Haziran 2024 |
Kabul Tarihi | 11 Kasım 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 64 Sayı: 3 |