Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu milliyetçiliği, yeni teşekkül eden ulus-devlete ait milli kimlik tahayyülü kurarken, Türk Tarih Tezi’nde somutlaştığı üzere Orta Asya’dan Anadolu’ya uzanan bir etnik devamlılık fikrini merkeze almıştır. Bu kapsamda öne çıkartılan Hitit ve Sümer gibi medeniyetlerin kökenlerinin Orta Asya’ya dayandırılması fikri, Türk kimliğinin çağdaş bir aidiyet biçimi olduğu savını kuvvetlendirmiştir. Cumhuriyet’in kurucu felsefesinin dayandığı bu esaslar pek çok kesim tarafından eleştirilmiş, özellikle Anadolucu çevreler tarafından alternatif açılımların dillendirilmesine sebebiyet vermiştir. Resmi söylemin Batıcı ifade biçimini daha da ileri taşıyan Mavi Anadolucular, 1940’lı yıllardan itibaren Türk düşünce dünyasında etkili olmuşlardır. Bu çalışmanın amacı literatürde genellikle salt bir edebi-estetik akım, kültürel bir duruş ya da Batılaşma ekolü olarak gösterilen Mavi Anadoluculuk hareketinin, esasında siyasi çıktılara da haiz toprağa bağlı bir milliyetçilik teorisi olarak ele alınması gerektiğini ortaya koymaktır. Nitekim milliyetçilik kuramlarının kavram setleriyle bakıldığında, Mavi Anadolucu hareketin, Türk Tarih Tezi’nin merkezindeki ‘etnik devamlılık’ fikrini ‘toprağa bağlılık’ ilkesiyle değiştirdiği ve kimliğin sıklet merkezini Orta Asya’dan Anadolu’nun kozmopolit geleneğine dayandırdığı, dolayısıyla alternatif bir aidiyet biçimi öngördüğü ortadadır. Bu kapsamda çalışmada, Mavi Anadoluculuk hareketinin erken cumhuriyet dönemindeki fikrî temelleri de dikkate alınarak, hareketin erken dönemdeki yansımaları üzerinde durulmuş ve başlıca üç isim (Halikarnas Balıkçısı, Azra Erhat, Sabahattin Eyüboğlu) etrafında şekillenen hareketin, toprağa bağlı bir milliyetçilik teorisi olarak ortaya koyduğu esaslar incelenmiştir.
Mavi Anadoluculuk Türk milliyetçiliği Batılılaşma Halikarnas Balıkçısı toprağa bağlı milliyetçilik
The founding nationalism of the Republic of Türkiye, while establishing the national identity imagination of the newly formed nation-state, centered on the idea of an ethnic continuity extending from Central Asia to Anatolia as embodied in the Turkish History Thesis. In this context, the idea of basing the origins of civilizations such as the Hittites and Sumerians on Central Asia has strengthened the argument that Turkish identity is a contemporary form of belonging. These principles, on which the founding philosophy of the Republic is based, have been criticized by many circles and have led to the expression of alternative initiatives, especially by Anatolianist circles. Carrying the Western form of expression of the official discourse further, the Blue Anatolianists have been influential in the world of Turkish thought since the 1940s. The aim of this study is to reveal that the Blue Anatolianism movement, which is generally shown in the literature as a pure literary-aesthetic movement, a cultural stance or a school of Westernization, should actually be considered as a theory of nationalism based on the land (territorial nationalism) and that also has political outcomes. As a matter of fact, when looked at with the concept sets of nationalism theories, it is obvious that the Blue Anatolianist movement replaced the idea of “ethnic continuity” at the center of the Turkish History Thesis with the principle of “loyalty to the land” and based the center of gravity of the identity on the cosmopolitan tradition of Anatolia from Central Asia, thus envisaging an alternative form of belonging. In this context, by also taking into account the intellectual foundations of the Blue Anatolianism movement in the early republican period, the study focused on the reflections of the movement in the early period and examined the principles put forward by the movement, which was shaped around three main names (The Fisherman of Halicarnassus, Azra Erhat, Sabahattin Eyüboğlu), as a theory of territorial nationalism.
Blue Anatolianism Turkish nationalism Westernization the Fisherman of Halicarnassus territorial nationalism
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Genel Türk Tarihi (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 5 Ocak 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |