Hindistan eski çağlardan beri sahip olduğu kıymetli ve egzotik ürünleri batıya
naklederek zenginlik sembolü olmuştu. Avrupalıların hayallerini süsleyen Hindistan’a
ilk olarak Portekizliler ulaşmış ve onları diğer Avrupalılar takip etmiştir.
XVII. yüzyıldan itibaren Hindistan’la ticarete başlayan İngilizler, XVIII. yüzyılın
son çeyreğine gelindiğinde bu ülkeyi büyük oranda egemenlikleri altına almışlardı.
Londra ile Hindistan arasında haberleşmenin önemini bilen İngilizler, bunun
için çeşitli yollara başvurmuşlardır. Ancak XIX. yüzyılın ortalarında önce İran’la
girişilen savaş, ardından da Hindistan’da başlayan büyük isyan, İngilizleri Hindistan’la
daha hızlı haberleşecekleri bir teknoloji arayışına sevk etti. Bu dönemde
gittikçe yaygınlık kazanan telgraf, gerek Avrupa’da ve gerekse Hindistan’da kullanılmaya
başlanmıştı. İngiltere’yi Hindistan’a telgrafla bağlamanın en kestirme
yolu İstanbul’a kadar gelmiş olan hattı Basra’ya uzatmak ve buraya kadar getirilecek
olan Hindistan hattına bağlamaktı. Bunun için Osmanlı Devleti nezdinde
gerekli teşebbüslerde bulunularak inşaata başlanmış ve 1865 yılında İngiltere ile
Hindistan arasında doğrudan haberleşme imkânına kavuşulmuştur. Üsküdar’dan
başlayarak Basra Körfezi’ne ulaşan bu hat aynı zamanda Anadolu’yu telgrafa
kavuşturmuş olması bakımından da önemlidir.
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Nisan 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Cilt: 13 Sayı: 25-26 |