Millet tanımı konusunda filozoflar, sosyologlar ve tarihçiler kendi anlayışları çerçevesinde görüşlerini ortaya koymuşlardır. Kimileri milleti meydana getiren ana unsurun soy olduğunu iddia etmiştir. Kimileri ise bunun tersi olarak ortak kültür oluşturma ve birlikte yaşama isteğinin millet haline gelmede belirleyici olduğunu savunmuşlardır. Osmanlı Devleti’nin son döneminde anayasal açıdan vatandaş Osmanlı olarak adlandırılsa da mecliste millet tanımı üzerine tartışmalar yaşanmıştır. Milletvekillerinin bir kısmı aidiyet duyduğu etnik kökeni ve dili korumak ve varlığını kabul ettirmek gayesiyle mecliste açıklamalarda bulunmuştur. Bir kısmı ise bu açıklamalar dolayısıyla oluşan millet, milliyet meselesine dair tartışmaların ayrışmaya neden olacağını öne sürmüştür. Gayrimüslim milletvekillerinin kendi aralarında Osmanlılığa bağlılık hususunda da tartıştıkları görülmektedir. Zaman zaman birbirlerini yeterince Osmanlı olmamakla veya Türkçeyi bilmemekle suçlamışlardır. Balkanların kaybedilmesinin ardından bir kısım Türk milletvekillerinin kendi etnik kimliklerine ve kültürlerine öncesine nazaran daha çok sahip çıktıkları ve ön plana çıkardıkları anlaşılmaktadır. Bu çalışmanın amacı Osmanlı meclisindeki millet tanımı tartışmalarını objektif ve bilimsel bir şekilde ortaya koymak ve değerlendirmektir.
Philosophers, sociologists and historians have expressed their views on the definition of “nation” within the framework of their own understandings. Some have claimed that the main element constituting a nation is ancestry. Others, however, argued that the desire to create a common culture and live together is also decisive in becoming a nation. In the last period of the Ottoman Empire, although citizens were constitutionally called Ottomans, there were debates in the parliament regarding the definition of nation. Some deputies made statements in order to protect their ethnic origin and language and to have their existence recognized. Some argued that these debates on nation and nationality could lead to separation. It is observed that non-Muslim deputies also debated among themselves about loyalty to Ottomanism, occasionally accusing each other of not being Ottoman enough or not knowing Turkish. After the loss of the Balkans, some Turkish deputies embraced their ethnic identity and culture more fervently and brought these issues to the forefront. The aim of this study is to objectively and scientifically reveal and evaluate the discussions on the definition of “nation” in the Ottoman Parliament.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Genel Türk Tarihi (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 5 Temmuz 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 45 |