Öz
Yükseköğretimde eğitim kalitesinin yükseltilmesi ve bunun sürdürülebilir olması hususu, 25-30 yıldır,
özellikle Batı ülkelerinde ve Türkiye’de üzerinde önemle durulan bir konudur. Önceleri yükseköğretim
kurumları, kalite konusunu kendi çabalarıyla çözümlemeye çalışırken, giderek artan yükseköğrenim kurumlarının sayısı, kalite konusunu ve bunun sürdürülebilir olmasını gündeme getirmiştir. Kaliteli ve yeter
sayıda akademisyen olmayışı, alt yapı donanım eksikliği, kurumsallaşma sorunları, öğrenci ve öğretim
elemanlarının, özellikle Avrupa ülkelerinde serbest dolaşımda olmaları gibi nedenler kalite konusunun,
ulusal ve uluslararası düzeyde ele alınmasını zorunlu kılmıştır. Bu amaçla, Avrupa ülkeleri yükseköğrenim kurumlarında eğitimde ortak kalite konularını düzenleyen Bologna süreci ölçütlerini kabul etmiştir.
2000’li yılların başından beri Avrupa’daki yükseköğrenim kurumlarında uygulanmaya başlayan bu
sürecin ölçütlerine uyulması zorunlu duruma getirilmiştir. Bu gelişme ise ulusal ve uluslararası eğitimin
değerlendirmesini yapacak, kalitesini ölçecek çatı örgütlerinin oluşturulmasını zorunlu kılmıştır.
Türk yükseköğreniminde bu sürece erken başlanmasına rağmen tüm yükseköğrenim kurumlarında Bologna süreci ölçütlerinin benimsenmesi ve uygulanması zaman almıştır. Aynı şekilde yükseköğrenimde
kalite ve kalite güvencesinin sağlanması için gerekli yapılanmalarda da tam verim alınamamış; çalışmalar 2016 yılına kadar YÖK tarafından ulusal düzeyde bir yapılanmayla yürütülmüştür. YÖKAK’ın
(Yükseköğretimde Kalite Kurulu) kurulmasıyla, hem YÖKAK’ın doğrudan üstlendiği “Kurumsal Dış
Değerlendirme” süreci başlatılmış, hem de Bologna sürecinde saptanan standartlar ve ölçütlerin uygulanması ile ilgili değerlendirme yapan akreditasyon kuruluşlarının ve akredite ettikleri programların
sayısı çoğalmıştır.
İletişim eğitimi yapan yükseköğrenim kurumlarının değerlendirmesini yapacak bir akreditasyon kuruluşu olarak İLAD (İletişim Araştırmaları Derneği) 2018’de bu görevi üstlendi ve kendisine başvuran
iletişim fakültelerinin program akreditasyonunu yaptı. İletişim eğitimi yapan programlara, belirlenen
standartlara, ilkelere, ölçütlere uyup uymama durumuna göre 2 yıllık (koşullu) ya da 5 yıllık akreditasyon verdi. İLAD’ın koymuş olduğu standartları, ölçütleri karşılamayan programlara da akreditasyon vermeyerek, ölçütlere uygun program değişiklerini yapmaları ya da ölçütlerdeki diğer hususları
karşılamaları istendi. İletişim eğitimi akreditasyon sürecinin başlamasının en önemli sonucu, iletişim
eğitimi yapan programların, fakültelerin önemli bir sinerji yakalayarak, programlarını ve olanaklarını
gelişen iletişim teknolojilerinin gerektirdiği düzeye getirme çabası içinde olmaları ve kalite kavramını,
kalite güvencesini özümseyerek, inanarak gerekli değişim içerisine girmiş olmalarıdır.
Ayrıntılar
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2020 |
| Gönderilme Tarihi | 24 Şubat 2020 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 1 Sayı: 1 |
