Beyan sosyolojisinin en önemli ilkesi, insanı kendini beyan eden bir varlık
olarak görmesidir. Bu antropolojik ilke esas alındığında, tek tek insanlar kadar
grupların ve sosyal hareketlerin de kendilerini nasıl beyan ettikleri ve bunu nasıl
temellendirdikleri önemli bir araştırma alanıdır. Bireyler ve gruplar, kendilerini
ifade ederlerken ait oldukları kültür, din ve medeniyet ya da kendi geliştirdikleri
felsefi öğreti ve yaşam biçimlerinden bağımsız hareket etmezler. Beyanın bu
nesnel boyutuna ek olarak bir de öznel boyutu bulunmaktadır. Bu açıdan bir kültür
içindeki seçenekleri tercih etmek ve bir kültürel olguya yorum getirmek önemlidir.
Dolayısıyla beyan sosyolojisi açısından bir araştırma yaparken hem öznel hem de
nesnel boyutları içeren bir analiz zorunludur.
Bu ilke ve sorular çerçevesinde Said Nursi’nin formüle ettiği “müspet
hareket” prensibi, uluslararası literatürde “pasifizm” ve “sivil itaatsizlik” olarak
bilinen beyan biçimleriyle karşılaştırmalı olarak incelenmek, bu bildirinin amacını
oluşturmaktadır. Karşılaştırmalı araştırmalar, müspet hareketin özgün değerinin,
benzer ve farklı boyutlarının daha iyi bir biçimde ortaya çıkmasını sağlayacaktır.
Bu araştırmada kaçınılmaz bir biçimde söz konusu beyan biçimlerinin kökleri,
tanımları ve temsilcileri ele alınacak ve kamu düzeni, ötekiler, siyaset ve şiddet
gibi konularla bağlantısı kurulacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 6 Sayı: 13 |