Bir arada yaşama kültürünü oluşturamama, çevre duyarsızlığı, insan hakları ihlali, insanlarla empati kuramama vb. bugün dünyamızın en başta gelen problemlerindendir. Bu sorunların elbette siyasi, ekonomik, kültürel, tarihi, dini, psikolojik ve sosyal pek çok nedeni vardır. Ancak, küçük bir köy haline gelen günümüz dünyasında bu problemlerin -daha yaşanılabilir bir dünya oluşturabilmek için- aşılmasında çaba harcamak önemlidir ve gerekir. Bireyin öteki algısını oluşturan en güçlü etkenlerden biri olarak din anlayışının adı geçen problemlerin oluşmasındaki rolü de inkâr edilemez. Bu nedenle bireyde olumlu ve yapıcı bir öteki algısının oluşmasında ister yaygın isterse örgün olsun din eğitiminden gelecek katkı görmezlikten gelinemez. Bugün din eğitimi, inanılan dinin mensuplarına karşı nasıl davranılacağını kazandırdığı kadar, ötekine de nasıl bir tutum ve davranışta bulunulması gerektiğinin de üzerinde durmak zorundadır. Bu ise öğretim programlarında “nasıl bir din anlayışı” yanında “nasıl bir öteki anlayışı” sorusunun cevabının da yer almasıyla mümkündür.
Bugün din eğitimi programları genelde tarihsel süreç içerisinde ortaya çıkan din anlayışlarından birisi çerçevesinde oluşturulmaktadır. Genelde de benimsenen yorum, kendi tarihi şartları içerisinde oluşmuş kuralcı, dışlayıcı, siyasileşmiş yaklaşımdır. Halbuki tarihteki din anlayışları içerisinde bireyi merkeze alan, ahlak eksenli din yorumları daha baskındır. Din anlayışının oluşmasında tarihi köklerimizden ayrılamayacağımıza göre, acaba tarihsel süreç içerisinde ortaya çıkan din anlayışlarının analiziyle, dinin, günümüz problemlerinin aşılmasında hem kendi alt yorumlarını hem de ötekini kucaklayıcı olanlarından yararlanarak bir yorumunu ortaya koymak mümkün olabilir mi?
Bu makalede, içerik analizi yöntemiyle din eğitim ve öğretimi programlarının oluşturulmasında gelenekten nasıl yararlanabileceğimizin bir cevabı olarak Osmanlı örneğinde medrese ve tekke İslam’ı değerlendirilmiştir. Bu iki kurumun seçilmesinin sebebi, birincisi halka inmekle beraber, genelde devletin hemen her kademesine eleman yetiştiren ve resmi din anlayışını temsil eden, ikincisi ise halka yönelik din eğitimini sürdüren kurumlar olmasıdır. Medresenin oluşturduğu İslam anlayışı daha kuralcı ve fıkıh temelli iken, 11-17. asır tekkelerinin oluşturduğu İslam anlayışı insan merkezli, bireyi ve evrensel değerleri önceleyen, bir arada yaşama kültürü oluşturma amacında olan ve ahlaki değerler üretmeye yöneliktir. Bu sebeple, diğer dinleri algılama konusunda da önemli bir farklılık gösterirler. Din eğitimi, Gelenek, İslam, Osmanlı Örneği, Diğer topluluklar
Makale, günümüzde İslam din eğitim ve öğretiminin, diğer dinleri öğretime konu ederken nasıl bir bakış açısı kazandırması gerektiği konusunda olumlu anlamda değerlendirmeler yapmamıza katkı sağlayacak tarihi malzemeler sunacak niteliğe sahiptir.
Today, religious education programs are generally created within the framework of one of the religious conceptions that emerged in the historical process. Generally, the interpretation adopted is the normative, exclusionary, politicized approach formed within its historical conditions. However, moral axis religious interpretations that take the individual to the center within the understanding of religion in history are more dominant. Since we cannot be separated from our historical roots in the formation of the understanding of religion, can it be possible to put forward an interpretation of religion by analyzing the understanding of religion that emerged in the historical process, by using both its own sub-interpretations and those embracing the other?
In this article, madrasa and takka Islam in the Ottoman example were evaluated as an answer to how we can benefit from tradition in the creation of religious education and teaching programs with content analysis method. The reason for the selection of these two institutions is that although the first goes down to the public, it is generally the institutions that train staff for almost every level of the state and represent the official understanding of religion, and the second is that they continue religious education for the public. While the understanding of Islam created by the madrasah is more prescriptive and fiqh based, 11-17. Islamic understanding created by centuries of lodges is human-centered, prioritizing the individual and universal values, aiming to create a culture of coexistence and to produce moral values. Therefore, they differ significantly in perception of other religions.
The article has the quality to present historical materials that will contribute to positive evaluations about how Islamic religious education and teaching should gain a perspective when teaching other religions.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Hakemli Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 |
· JAD, bilgiyi genişletmek ve geliştirmek için tamamen Açık Erişim Dergi Politikasını kabul eder.
· Adres: Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Esenboğa Yerleşkesi Çubuk/Ankara