980-1037
yılları arasında yaşayan İbn Sina bilim, özellikle tıp ve felsefe alanındaki
çalışmaları ile sadece Türk İslam düşüncesini değil Batı düşüncesini de
şekillendirmiş büyük Türk düşünürüdür.
Mantık,
metafizik ve felsefe dışında tıp, filoloji, matematik, astronomi fizik gibi pek
çok alanla ilgili eserleri bulunan İbni Sina özellikle metafizik alanındaki
etkisi önemlidir. İnsanın asıl cevherinin ruhu olduğunu ve bedenden ayrıldıktan
sonra da ruhun varlığını devam ettirdiğini savunan İbni Sina’nın duygular
hakkındaki görüşleri insanın ruh beden birlikteliğinin psikoloji, ahlak, bilgi
ve metafizik düzlemdeki yansımasına dayanmaktadır. Ona göre, ruh tinsel bir
cevher olup bedenin organlarına dağılmış olarak bulunur. Organlarında bir şeyi
duyumsadığında, öfkelendiğinde ya da heyecanlandığında ruh ile beden buluşur.
Bu beraberlik Platon’dan beri etkili olan ruhun üçlü bölünümü görüşü ile
bağlantılıdır. İbni Sina bu bölümlenmeyi nefs’e dayalı olarak yapar. Burada
nefs maddi cismin sahip olduğu kuvvetler bütünü ve canlıların ortak prensibi
olarak anlaşılır. İnsani nefsin temel ilkesi olan akıl, duyguların anlaşılmasında
belirleyicidir. Duygulara yönelik incelemedeki yönlendirici kavram ise
mutluluktur. İbn Sina, mutluluğu insan yaşamının amacı olarak gördüğünden bu
amaca ulaşma yolunu çizmekte ve mutluluğun çözümlemesini yapmaktadır. İbn
Sina’ya göre mutluluk ya da en üst haz iyilikten kaynaklanan bir durumdur. En
iyi, en çok tercih edilen; en çok tercih edilen, en iyi olandır denilebilir.
Mutluluğun mutlak boyutu ise duygusal yücelme ancak mistik çaba ile anlamlı
hale gelebilir. Ama mutluluğa asıl katılım bu dünyadan sonraki hayatta
gerçekleşecektir.
Avicenna, who lived
between 980 and 1037, is a great Turkish thinker who has shaped not only
Turkish Islamic thought but also Western thought with his studies in medicine
and philosophy.
Avicenna, whose
works are related to medicine, logic, logic, philology, mathematics, astronomy
physics, is especially important in the field of metaphysics. Avicenna's views
on emotions are based on the psychological, moral, knowledge and metaphysical
views. He argues that the soul of man is the substance of man, and that after
he left the body, he continued his spiritual existence. According to him, the
soul is a spiritual substance and is scattered throughout the body's organs.
The soul and body meet when you feel something in your organs, when you are
angry or excited. This draw is linked to the vision of the triune split of the soul,
which has been effective since Plato. Avicenna makes this division based on the
nafs. Here the nafs is understood as the common principle of the creatures and
the forces of material object. The intellect which is the basic principle of
the human self is determinative in the understanding of emotions. The guiding
concept for the emotion is the happiness. Since Avicenna sees happiness as the
aim of human life, he draws the path of attaining this goal and is analyzing
happiness. According to Avicenna, happiness or highest pleasure arises from
goodness. It is say that the best is most preferred, the most preferred is the
best. The absolute dimension of happiness may become meaningful with emotional
exaltation but with mystical effort. But the real participation in happiness
will take place in the next life from this world.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Hakemli Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 2 Sayı: 2 |
· JAD, bilgiyi genişletmek ve geliştirmek için tamamen Açık Erişim Dergi Politikasını kabul eder.
· Adres: Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Esenboğa Yerleşkesi Çubuk/Ankara