Felsefede duygu çalışmalarının tarihi oldukça eskidir. Duygu konusu ilkçağdan itibaren filozofların ilgi alanları içinde yer almıştır. Antik Yunan felsefesinde insan-yaşam ilişkisine odaklanan filozoflar insanın mutluluğu bağlamında duygu tahlilleri yapmış ancak duyguları akıl karşısında bir tehdit olarak gördüklerinden duyguları bastırılması gereken özellikler olarak değerlendirmişlerdir. Dolayısıyla bu dönemlerde üretilen çalışmalar da daha çok ahlak ve duygu ilişkisine yöneliktir. Ayrıca doğrudan duygu olarak adlandırılmasa da zevk, acı, sevinç, üzüntü, heyecan gibi kavramların analizi ile bunun insanın pratik yaşamındaki etkisine ve bu duyguların insan için önemine de vurgu yapılmıştır. Orta çağ felsefesinde ise duygu çalışmaları çoklukla Tanrı inancıyla ilişkilidir. Tanrı insan ilişkisinde duyguların yeri ve önemi ele alınmıştır. Bu çalışmada Türk İslam düşünürü İbn Sînâ ile orta çağ Hristiyan düşünürü Aziz Augustinus’un aşkın mahiyeti ve kaynağına dair düşünceleri felsefi bir bakışla ele alınmakta, bir duygu olarak aşkın, insanın ruhsal ve zihinsel yaşantısındaki etkisi ve rolü duygu felsefesi bağlamında değerlendirilmektedir.
The study of emotions in philosophy has a long history. The subject of emotion has been a topic of interest for philosophers since antiquity. In ancient Greek philosophy, philosophers focused on the relationship between humanity and life, analyzing emotions in the context of human happiness. However, because they viewed emotions as a threat to reason, they considered them to be qualities that should be suppressed. Consequently, the works produced during this period focused primarily on the relationship between morality and emotion. Furthermore, while not directly labeled emotions, concepts such as pleasure, pain, joy, sadness, and excitement were analyzed, emphasizing their impact on human life and the importance of these emotions. In medieval philosophy, studies of emotions were often linked to belief in God. The place and importance of emotions in the relationship between God and humanity were discussed. This study examines the philosophical perspectives of the Turkish-Islamic philosopher Avicenna and the medieval Christian philosopher Saint Augustine on the nature and source of love. The impact and role of love as an emotion on human spiritual and mental life are evaluated within the context of the philosophy of emotion.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Felsefe Tarihi (Diğer) |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Erken Görünüm Tarihi | 12 Aralık 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 23 Temmuz 2025 |
| Kabul Tarihi | 3 Aralık 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 9 Sayı: 2 |
· JAD, bilgiyi genişletmek ve geliştirmek için tamamen Açık Erişim Dergi Politikasını kabul eder.
· Adres: Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Esenboğa Yerleşkesi Çubuk/Ankara