Türkiye Cumhuriyeti, kurulduğu günden günümüze birbirinden farklı zaman ve türlerde göç hareketlerine sahne olmuştur. Türkiye’nin göç tarihi, konjonktürün de etkisiyle niteliksel anlamda birbirinden oldukça farklı sonuçlar doğuran kırılmalar yaşamıştır. Çalışmada belirlenen üç ana dönem Türkiye’nin göç tarihinde önemli kırılma noktaları olarak görülmüş ve bu dönemlerin benzer ve farklı yönleri ortaya konmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda 1923 – 1991 yılları arasında ağırlıklı olarak kültürel ortaklık temelinde gerçekleşen göç hareketleri yaşanmış ve bu göçler Türkiye’nin demografik yapısına katkı sağlamıştır. 1991 – 2010 yılları arasında ise Soğuk Savaş döneminde dondurulan sorunların tekrar ortaya çıkmasıyla ve göçün sınır aşan bir yapıya dönüşmesiyle göç olgusuna yönelik daha çok güvenlik veya kimlik tehdidi söylemleri hâkim olmuştur. Soğuk Savaş sonrası dönemin hâkim dili 2010 sonrası dönemden günümüze devam etmiştir. Türkiye özelinde Arap Baharı süreci ile birlikte artarak devam eden göç hareketlerinin ise gerek niceliksel gerekse de niteliksel olarak Türkiye’nin demografik dengelerini değiştirecek potansiyelde olduğuna yönelik iddialar kamuoyunda sıklıkla tartışılır olmuştur.
Hedef ülke Göç politikası Göç diplomasisi Demografik denge Türkiye
Since its foundation, the Republic of Türkiye has witnessed migration movements of different times and types. Türkiye's migration history has experienced qualitatively different outcomes due to the conjuncture. The three main periods identified in our study are seen as important breaking points in Türkiye's migration history and similar and different aspects of these periods are tried to be revealed. In this context, between 1923 and 1991, there were migration movements mainly based on cultural commonality and these migrations contributed to Türkiye's demographic structure. Between 1991 and 2010, with the re-emergence of the problems frozen during the Cold War and, the transformation of migration into a cross-border structure, the discourses of security or identity threats dominated the migration phenomenon. The dominant discourse of the post-Cold War period has continued from the post-2010 period to the present day. In the case of Türkiye, the claims that the migration movements, which have continued to increase with the Arab Spring process, have the potential to change Türkiye's demographic balances both quantitatively and qualitatively, have been frequently discussed in public opinion.
Destination country Migration policy Migration diplomacy Demographic balance Tükiye
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Uluslararası Göç, Uluslararası İlişkiler (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Nisan 2024 |
Gönderilme Tarihi | 23 Aralık 2023 |
Kabul Tarihi | 12 Şubat 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 5 Sayı: 2 |