İlk olarak Amartya Sen tarafından geliştirilen yapabilirlik yaklaşımı kalkınma, refah, yoksulluk, sosyal seçim kuramı, eşitsizlik ve adalet ile ilgilenmeyi amaç edinmiş bilim insanları ve siyasa yapıcılar tarafından sıklıkla başvurulan yeni bir değerlendirme çerçevesidir. Söz konusu yaklaşım, bireylere ve onları çevreleyen çok çeşitli sosyal/kurumsal farklılıklara ilişkin sosyolojik bir bakış açısını kullanarak, faydacı, liberteryen ve Rawlsçu sosyal adalet teorileri gibi kimi ana akım siyasal adalet yaklaşımlarını eleştirmektedir. Bu sebeple, ilgili literatürde sıklıkla “sosyolojik yönelim” olarak işaret edilmektedir. Bu çalışma, yapabilirlik yaklaşımının sosyal ve kurumsal çeşitliliklere işaret eden sosyolojik perspektifi daha çok rekabet halinde olduğu adalet teorilerini eleştirmek için kullandığını, fakat “bireylerin bir nedene dayalı olarak değer verdiklerini gerçekleştirebilmeleri” olarak ortaya koyduğu kendi özgün önerisinin analitik dokusunu oluşturmak için aynı sosyolojik bakış açısını kullanmadığını tartışarak, kendisine atfedilen bu özelliği tam anlamıyla hak etmediğini iddia etmektedir.
The capability approach initially developed by Amartya Sen is a new evaluative framework frequently used by scholars and policy makers who aim to deal with issues related to development, welfare, poverty, social choice theory, inequality and justice. Drawing upon a sociological account of various diversities related to individuals’ characteristics and their social/institutional surroundings, the approach criticizes some mainstream political theories of social justice such as the utilitarian, libertarian and Rawlsian models of social justice. Therefore, it is usually addressed as a “sociological turn” within the relevant literature. This work argues that this is not a fully-deserved characteristic since the approach employs a sociologically-informed perspective of various diversities primarily to criticize rival theories of justice, but not to configure the analytical texture of its own authentic proposal that advocates “individuals’ ability to achieve what they have reason to value” as the focal point of assessment of social justice.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Sosyoloji |
Bölüm | Kuramsal Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 7 Aralık 2018 |
Gönderilme Tarihi | 20 Mart 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 58 |