This study aims to examine climate justice from the perspective of environmental ethics. While climate justice is often discussed in the context of international, class, and gender inequalities, the inequality between species and the connection to nature are frequently overlooked. This study seeks to propose an environmental ethics-based approach to end the climate crisis justly. The study employs literature review and theoretical analysis methods to examine environmental ethics approaches (anthropocentric, biocentric, and ecocentric) and evaluate the concept of climate justice in light of these approaches. Additionally, it explores the relationship between climate change and justice by drawing on deep ecology and justice theories. The study reveals that climate change creates significant injustices not only among human communities but also between humans and nature. It is found that low-income groups and women are more adversely affected by climate change despite being less responsible for it. Furthermore, the study emphasizes the need to redefine human-nature relationships to achieve climate justice. Climate change is not merely a matter of fair distribution but also a crisis that necessitates restructuring the human-nature relationship. Inclusive and fair approaches from an environmental ethics perspective must be developed to address this crisis. The deep ecology approach, which acknowledges the intrinsic value of nature beyond human needs, provides crucial guidance for a sustainable future. This study contributes uniquely to the literature by addressing climate justice in the context of not only human inequalities but also interspecies inequalities and recognizing nature as an ethical subject.
Climate Justice Environmental Ethics Deep Ecology Anthropocentric Approach Biocentric Approach
Bu çalışma, çevre etiği perspektifinden iklim adaletini incelemeyi amaçlamaktadır. İklim adaleti, özellikle uluslararası, sınıfsal ve cinsiyet eşitsizlikleri bağlamında incelenirken, türler arası eşitsizlik ve doğa ile olan bağ genellikle göz ardı edilmektedir. Bu çalışma, iklim krizini adil bir şekilde sona erdirmek için çevre etiği temelli bir öneri sunmayı hedeflemektedir. Çalışmada, literatür taraması ve teorik analiz yöntemleri kullanılarak, çevre etiği yaklaşımları (antroposentrik, biyosentrik ve ekosentrik) incelenmiş ve iklim adaleti kavramı bu yaklaşımlar ışığında değerlendirilmiştir. Ayrıca, derin ekoloji ve adalet teorilerinden yararlanılarak iklim değişikliği ve adalet arasındaki ilişki ele alınmıştır. Çalışma, iklim değişikliğinin sadece insan toplulukları arasında değil, aynı zamanda insanlar ve doğa arasında da ciddi adaletsizlikler yarattığını ortaya koymuştur. Özellikle düşük gelirli grupların ve kadınların iklim değişikliğinden daha fazla etkilendiği, ancak daha az sorumlu oldukları tespit edilmiştir. Ayrıca, iklim adaletinin sağlanabilmesi için insan-doğa ilişkilerinin yeniden tanımlanması gerektiği vurgulanmıştır. İklim değişikliği, sadece adil bir dağılım sorunu değil, aynı zamanda insanın doğayla olan ilişkisinin yeniden yapılandırılmasını gerektiren bir krizdir. Bu krizle başa çıkmak için çevre etiği perspektifinden daha kapsayıcı ve adil yaklaşımlar geliştirilmelidir. Derin ekoloji yaklaşımı, insan ihtiyaçlarının ötesinde doğanın içsel değerini kabul ederek, sürdürülebilir bir gelecek için önemli bir rehber sunmaktadır. Bu çalışma, iklim adaletini sadece insan toplulukları arasındaki eşitsizlikler bağlamında değil, aynı zamanda türler arası eşitsizlikler ve doğanın etik bir özne olarak tanınması bağlamında ele alarak literatüre özgün bir katkı sağlamaktadır.
İklim Adaleti Çevre Etiği Derin Ekoloji Antroposentrik Yaklaşım Biyosentrik Yaklaşım
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Çevre Hukuku |
Bölüm | Tüm Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 25 Ağustos 2024 |
Kabul Tarihi | 6 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 6 Sayı: 3 (In Honour of Nesrin Algan) |
JENAS | Journal of Environmental and Natural Studies