Amaç: Bu çalışmanın amacı gebelikteki çinko eksikliğinin maternal ve fetal sonuçları üzerindeki etkisini araştırmaktır.
Yöntem: Bu çalışma Ocak 2020 ile Aralık 2020 tarihleri arasında ikinci basamak bir hastanede yapıldı. Tüm hastaların demografik verileri, doğum sırasındaki çinko, hemoglobin (Hb), hematokrit (Hct) düzeyleri, oligohidramnios, preterm doğum, preeklampsi, preterm prematür membran rüptürü (PPROM), intrauterin gelişme geriliği (IUGR) gibi kötü gebelik sonuçları kaydedildi. Maternal serum çinko değeri <56 μg/dL çinko eksikliği olarak kabul edilirken, maternal serum çinko düzeyi ≥56 μg/dL normal olarak kabul edildi. Çinko eksikliği olan grup ile çinko düzeyi yeterli olan grubun, maternal ve neonatal sonuçları karşılaştırıldı.
Bulgular: Bu hastaların 36’sında (%35,2) çinko eksikliği bulundu. Çinko seviyesi yeterli olan grubun ortalama çinko düzeyi 74 μg/dL (56-120), çinko düzeyi eksik olan grubun ortalama çinko düzeyi 50 μg/dL (36-55) (p:0.000) idi. Çinko eksikliği olan grupta PPROM ve preterm doğum oranları anlamlı olarak daha fazla bulundu (sırasıyla p=0,031, p=0,039). Çinko eksikliği olan grubun 1.ve 5. dakika APGAR skorları ise anlamlı olarak daha düşüktü (sırasıyla p=0,002 ve p=0,001). Çinko eksikliği PPROM riskini 1,7 kat, preterm doğumu 0,479 kat anlamlı olarak artırıyordu (sırasıyla; OR=1.713, %95 CI=0.662-0.824, p=0.043; OR=0.479, %95 CI=0.209-0.095, p=0.041).
Sonuç: Özetle, bu çalışma gebelerdeki çinko seviyesinin maternal ve neonatal sonuçlarını araştırdı ve çinko eksikliği olan gebelerde preterm doğum ve PPROM görülme oranı daha fazla idi. Sonuç olarak, gebelere özellikle gebeliğin üçüncü trimesterinde verilen çinko takviyesi çinko eksikliğine bağlı olumsuz perinatal sonuçları azaltacaktır.
Aim: The present study aims to examine the effects of zinc deficiency on maternal and fetal outcomes during pregnancy.
Material-method: The study was carried out in a secondary care hospital between 2020 January and 2020 December. Demographic data of all patients, zinc, hemoglobin (Hb), hematocrit (Hct) levels at birth and adverse pregnancy outcomes such as oligohydramnios, preterm delivery, preeclampsia, preterm premature rupture of membranes (PPROM), intrauterine growth retardation (IUGR) were recorded. Maternal serum zinc levels of <56 μg/dL were considered deficient, whereas maternal serum zinc levels of ≥56 μg/dL were considered normal. Maternal and neonatal outcomes of the zinc-deficient group and the zinc-deficient group were compared.
Results: Zinc deficiency was found in 36(35.2%) of these patients. The group with sufficient zinc levels had a mean zinc level of 74 μg/dL (56-120), while the group with zinc deficiency had a mean zinc level of 50 μg/dL (36-55) (p:0.000). The rates of PPROM and preterm delivery were significantly higher in the zinc-deficient group (p=0.03,p=0.039, respectively). The zinc-deficient group had significantly lower 1st and 5th minute APGAR scores (p=0.002, p=0.001, respectively). Zinc deficiency significantly increased the risk of PPROM by 1.7 times and preterm birth by 0.479 times (OR=1.713, 95% CI=0.662-0.824, p=0.043; OR=0.479, 95% CI=0.209-0.095, p=0.041, respectively).
Conclusion: The results of this research indicate that pregnant women who were zinc deficient had a higher rate of preterm delivery and PPROM. In conclusion, zinc supplements given to pregnant women, particularly during the third trimester of pregnancy, will reduce the negative perinatal outcomes associated with zinc deficiency.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Kadın Hastalıkları ve Doğum |
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2022 |
Gönderilme Tarihi | 16 Mayıs 2022 |
Kabul Tarihi | 4 Ağustos 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 19 Sayı: 3 |