ABSTRACT
Aim: We aimed to compare the uterus, which was closed using single-layer and double-layer suturing techniques, in terms of residual myometrial thickness and cesarean scar defect in cases who underwent cesarean section for the first time (primary cesarean section).
Materials and Methods: Between March 2016 and May 2016, 102 patients aged 18-45 years, 37 weeks of gestational age and above, who would undergo primary cesarean section at Bursa Yüksek İhtisas Training and Research Hospital were included in the study. The uterine incision was sutured with a single-layer locking technique in 51 patients and a non-locking double-layer technique in 51 patients. The relationships between the depth and width of the cesarean scar defect, residual myometrial thickness and uterine position were evaluated by transvaginal ultrasonography at 6 weeks after delivery.
Results: We observed that double-layer closure was significantly longer closing time of the uterine incision than single-layer technique (p<0,001). The scar defect width was greater (p=0,028) and the residual myometrial thickness was smaller (p=0,016) after single-layer compared with double-layer closure. In the single-layer, the residual myometrial thickness was greater in patients with an anteflexed uterus than a retroflexed uterus (p=0,001).
Conclusion: The residual myometrial thickness and the scar defect width cause more positive results at patients with unlocked double-layer closure than locked single-layer on the uterine incision repairing.
cesarean uterine closure techniques scar residual myometrial thickness transvaginal ultrasonography
ÖZET
Amaç: İlk kez sezaryen operasyonu (primer sezaryen) yapılan olgularda, tek kat ve çift kat sütürasyon tekniği kullanılarak kapatılan uterusun, rezidüel miyometriyal kalınlık ve sezaryen skar defekti açısından karşılaştırılmasını amaçladık.
Gereçler ve Yöntem: Çalışmaya Mart 2016 ile Mayıs 2016 tarihleri arasında, Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde, 18-45 yaş arası, gestasyonel yaşı 37 hafta ve üzeri olup primer sezaryen geçirecek 102 hasta dahil edildi. 51 hastada kilitlemeli tek kat ve 51 hastada kilitlemesiz çift kat tekniği ile uterin insizyon sütüre edildi. Çalışma popülasyonunda postoperatif 6. haftada yapılan transvajinal ultrasonografi ile mevcut skar dokusunun derinliği ve genişliği, kalan miyometriyum dokusunun kalınlığı ve uterusun pozisyonu değerlendirildi.
Bulgular: Çift kat tekniği kullanılan grupta sütürasyon süresi tek kat tekniği kullanılan gruba göre istatistiksel açıdan anlamlı olarak uzundu (p<0,001). Tek kat sütürasyon yapılan grubun skar dokusu genişliği çift kat yapılanlara göre fazla (p=0,028), kalan miyometriyum kalınlığı ise daha az olarak saptandı (p=0,016). Tek kat sütüre edilen hastalarda rezidüel miyometriyal kalınlık, uterus pozisyonu antefleks olanlarda retrofleks olanlara göre daha fazla olarak saptandı (p=0,001).
Sonuç: Uterin insizyon onarımında kilitlemesiz çift kat sütürasyon tekniği, kilitlemeli tek kat sütürasyona göre rezidüel miyometriyal kalınlık ve skar genişliği açısından daha olumlu sonuçlara neden olmaktadır.
sezaryen uterus kapatma teknikleri skar rezidüel miyometriyal kalınlık transvajinal ultrasonografi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kadın Hastalıkları ve Doğum |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Mart 2023 |
Gönderilme Tarihi | 8 Mart 2022 |
Kabul Tarihi | 4 Mayıs 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 20 Sayı: 1 |