Amaç: Bu çalışmanın amacı, intrauterin inseminasyon (IUI) tedavisi uygulanan hastalarda progesteron ile yapılan luteal faz desteğinin (LFD) gebelik ve canlı doğum oranları üzerindeki etkisini değerlendirmektir.
Gereç ve Yöntemler: 2019 ile 2021 yılları arasında bir üçüncü basamak merkezde IUI tedavisi gören 88 hastanın retrospektif analizi yapılmıştır. Hastalar iki gruba ayrılmıştır: Grup 1 (n=49) luteal faz desteği olarak progesteron almış, Grup 2 (n=39) ise herhangi bir luteal destek almamıştır. Her iki grubun yaş, vücut kitle indeksi (VKİ), infertilite süresi ve over rezerv belirteçleri gibi klinik, demografik ve biyokimyasal parametreleri karşılaştırılmıştır. Tedavi sonuçları olarak gebelik oranları, klinik gebelik ve canlı doğum oranları analiz edilmiştir.
Bulgular :Grup 1 ve Grup 2 arasında demografik özellikler (yaş, VKİ, infertilite süresi) ve biyokimyasal belirteçler (AMH, FSH, östradiol ve progesteron) açısından anlamlı bir fark saptanmamıştır. Grup 1’deki gebelik oranı %14,2 iken, Grup 2’de bu oran %12,8 olarak bulunmuştur (p=0,640). Canlı doğum oranları da benzer şekilde sırasıyla %12,2 ve %10,2 olup istatistiksel olarak anlamlı değildir (p=0,510). Endometrial kalınlık ve gonadotropin dozu gibi tedavi parametrelerinde de anlamlı bir fark gözlenmemiştir.
Sonuç: Sonuç olarak, luteal faz desteği amacıyla uygulanan progesteron takviyesi, IUI hastalarında gebelik veya canlı doğum oranlarını anlamlı şekilde artırmamıştır. Bu bulgular, özellikle standart ovulasyon indüksiyon protokolleri uygulandığında, rutin IUI sikluslarında luteal faz desteğinin gerekli olmayabileceğini düşündürmektedir. Luteal faz desteğinin belirli hasta gruplarındaki rolünü netleştirmek için ileri araştırmalara ihtiyaç vardır.
luteal faz desteği progesteron IUI gebelik oranı canlı doğum oranı.
Etik Onay: Etik kurul onayı, Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Etik Kurul Birimi'nden (TABED 2-25-1308) alınmıştır. Çalışma, ilgili etik kurul onayı alındıktan sonra başlatılmış ve ilgili kliniklerden onay alınmıştır. Çalışma retrospektif olarak tasarlanmış olup, bu çalışma için ek testlere veya hastane ziyaretlerine ihtiyaç duyulmamıştır. Verilerin kullanımı için hastalardan onay alınmış ve hasta kimlik bilgilerinin gizliliği titizlikle korunmuştur.
Ankara Bilkent Şehir Hastanesi
Aim: This study aims to evaluate the impact of luteal phase support (LPS) with progesterone on pregnancy and live birth rates in patients undergoing intrauterine insemination (IUI) treatment.
Materials and Methods: A retrospective analysis was conducted on 88 patients who underwent IUI treatment at a tertiary center between 2019 and 2021. Patients were divided into two groups: Group 1 (n=49) received progesterone for luteal phase support, while Group 2 (n=39) did not receive any luteal support. Clinical, demographic, and biochemical parameters, including age, BMI, infertility duration, and ovarian reserve markers, were compared between the two groups. Treatment outcomes such as pregnancy rates, clinical pregnancy, and live birth rates were analyzed.
Results: No significant differences were observed between Group 1 and Group 2 in terms of demographic characteristics (age, BMI, and infertility duration) or biochemical markers (AMH, FSH, estradiol, and progesterone). The pregnancy rate in Group 1 was 14.2%, compared to 12.8% in Group 2 (p=0.640). Live birth rates were also similar between the groups (12.2% in Group 1 vs. 10.2% in Group 2, p=0.510). Treatment parameters, including endometrial thickness and gonadotropin dosage, showed no significant differences.
Conclusion: Progesterone supplementation for luteal phase support did not significantly improve pregnancy or live birth rates in IUI patients. These findings suggest that luteal phase support may not be necessary in routine IUI cycles, particularly when standard ovulation induction protocols are followed. Further research is needed to clarify its role in specific patient populations.
luteal phase support progesterone IUI pregnancy rates live birth rates.
Ethical Approval: Ethics committee approval was obtained from the ethics committee unit of the Ankara Bilkent City Hospital (TABED 2-25-1308). The study commenced after obtaining the relevant ethical committee approval, and consent was obtained from the relevant clinics. The study was designed retrospectively, and no additional tests or hospital visits were required for the study. Consent for the use of data was obtained from the patients, and the confidentiality of patient identities was carefully maintained.
Ankara Bilkent City Hospital
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Üreme Tıbbı (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2025 |
Gönderilme Tarihi | 22 Haziran 2025 |
Kabul Tarihi | 23 Temmuz 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 22 Sayı: 3 |