Postkolonyal teori; edebiyat, antropoloji, tarih, psikoloji, sosyoloji gibi farklı disiplinlerden pek çok kavramı içinde barındıran eleştirel ve felsefi disiplinlerarası bir yapıdır. Edebiyat eleştirisinde postkolonyalizm, birçok toplumun ezildiği, görmezden gelindiği, yozlaşmış sömürge döneminin uzun süreli etkilerini edebiyat eserlerinde ortaya koymaktadır. Sömürgecilik, Batılı olmayan kimlikler ve gelenekler için büyük bir küçümsemeye neden olmuş, sömürge sonrası eleştiri sömürge ülkelerdeki ezilen insanlar hakkında tartışmalara yol açmıştır. Sömürgecilikten sonra yazılan edebi metinler hem tarihsel bir dönemi hem de ideolojik bir bakış açısını ve sömürge karşıtı bir söylemi içermektedir. Diğer bir deyişle sömürge sonrası edebiyat eserleri, okuyucuların sömürge geçmişi olan ülkelerde yaşayan insanların mücadelelerini daha iyi anlayabildikleri çok boyutlu bir bakış açısı sunmaktadır. Nehrin Dönemeci sömürge tarihi olan ülkelerde yaşayan, iç savaşlar, kültürel melezlik ve arada kalmışlık gibi ortak sorunları deneyimleyen insanların hikayelerinden oluşmaktadır. Nehrin Dönemeci, sömürge sonrası Afrika'nın acı gerçeklerini sunmaktadır. Yazar, ortak bir tarihle birleşen üçüncü dünya ülkelerinin koşullarını, sömürgeciliğin karanlığının ve bağımsızlık hareketinin meydan okuduğu bir geçmişi anlatmaktadır. Gelenekçilik ve Batıcılık arasındaki gerilim romanın merkezinde yer almaktadır. Post-kolonyal toplumlarda yaşanan çelişkiler, modern ve geleneksel, yeni ve eski yaşam biçimleri ve dolayısıyla Batı ve yerel kültürler ve değerler gibi kategoriler arasındaki çatışmalarda kendini göstermektedir. Naipaul, okuyucuya Afrika'nın bir bölümünün o kadar gerçek bir portresini sunmayı başarmıştır ki, okuyucu bu romanda yer alan sorunların nedeni gibi görünen sömürgeciliğin etkilerini net bir şekilde görebilmektedir. Naipaul'un sömürge sonrası Afrika'yı karmaşa, suç, savaş kabileleri, ırkçılık ve yoksulluk sahneleri ile tasvir etmesi, sömürgeleştirilmiş stereotipleri örneklemektedir. Postkolonyal bağlamda incelenecek olan bu roman, sömürgeciliğin, sömürülen insanlar ve kültürleri üzerindeki yıkıcı etkilerini gösteren hikayelerini içermektedir.
Postkolonyal teori; edebiyat, antropoloji, tarih, psikoloji, sosyoloji gibi farklı disiplinlerden pek çok kavramı içinde barındıran eleştirel ve felsefi disiplinlerarası bir yapıdır. Edebiyat eleştirisinde postkolonyalizm, birçok toplumun ezildiği, görmezden gelindiği, yozlaşmış sömürge döneminin uzun süreli etkilerini edebiyat eserlerinde ortaya koymaktadır. Sömürgecilik, Batılı olmayan kimlikler ve gelenekler için büyük bir küçümsemeye neden olmuş, sömürge sonrası eleştiri sömürge ülkelerdeki ezilen insanlar hakkında tartışmalara yol açmıştır. Sömürgecilikten sonra yazılan edebi metinler hem tarihsel bir dönemi hem de ideolojik bir bakış açısını ve sömürge karşıtı bir söylemi içermektedir. Diğer bir deyişle sömürge sonrası edebiyat eserleri, okuyucuların sömürge geçmişi olan ülkelerde yaşayan insanların mücadelelerini daha iyi anlayabildikleri çok boyutlu bir bakış açısı sunmaktadır. Nehrin Dönemeci sömürge tarihi olan ülkelerde yaşayan, iç savaşlar, kültürel melezlik ve arada kalmışlık gibi ortak sorunları deneyimleyen insanların hikayelerinden oluşmaktadır. Nehrin Dönemeci, sömürge sonrası Afrika'nın acı gerçeklerini sunmaktadır. Yazar, ortak bir tarihle birleşen üçüncü dünya ülkelerinin koşullarını, sömürgeciliğin karanlığının ve bağımsızlık hareketinin meydan okuduğu bir geçmişi anlatmaktadır. Gelenekçilik ve Batıcılık arasındaki gerilim romanın merkezinde yer almaktadır. Post-kolonyal toplumlarda yaşanan çelişkiler, modern ve geleneksel, yeni ve eski yaşam biçimleri ve dolayısıyla Batı ve yerel kültürler ve değerler gibi kategoriler arasındaki çatışmalarda kendini göstermektedir. Naipaul, okuyucuya Afrika'nın bir bölümünün o kadar gerçek bir portresini sunmayı başarmıştır ki, okuyucu bu romanda yer alan sorunların nedeni gibi görünen sömürgeciliğin etkilerini net bir şekilde görebilmektedir. Naipaul'un sömürge sonrası Afrika'yı karmaşa, suç, savaş kabileleri, ırkçılık ve yoksulluk sahneleri ile tasvir etmesi, sömürgeleştirilmiş stereotipleri örneklemektedir. Postkolonyal bağlamda incelenecek olan bu roman, sömürgeciliğin, sömürülen insanlar ve kültürleri üzerindeki yıkıcı etkilerini gösteren hikayelerini içermektedir.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Mart 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 7 Sayı: 1 |
Tarih ve Gelecek (Journal of History and Future) Uluslararası Hakemli Tarih Araştırmaları Dergisi
DRJI, ResearchBib, Acarindex, ERIH PLUS, ASOS Index, Sindex, SOBİAD, Türk Eğitim İndeksi, Open Access Library (oalib), Eurasian Scientific Journal Index, Google Scholar, Academic Keys, Journal Factor, Index Copernicus, CiteFactor, idealonline, SciLit, Road, Crosreff, Journal TOC, MAKTABA, INTERNATIONAL ISSN, CORE, PAPERITY, INGENTA, OPENAIRE