Tifüs, insana bitle bulaşan bir hastalıktır. Tifüsün yayılmasında toplu göçler, açlık, sefalet, bakımsızlık büyük rol oynamıştır. Tifüs hastalığı önceleri mücadele metotlarının ilkel ve mücadele araçlarının yetersiz olması nedeniyle bütün dünyada geniş bir yayılma alanı bulmuştur. Türkiye’de eskiden beri tifüs hastalığı münferit vakalar halinde görülmüştür. Özellikle Birinci Dünya Savaşı ve Milli Mücadele dönemlerinde vakalar artmaya başlamış, halk arasında ve ordularda çok büyük tahribat yapmıştır. Cumhuriyet döneminde bulaşıcı ve salgın hastalıklara karşı verilen mücadelelerden olumlu sonuçlar alınmasına rağmen tifüs münferit vakalar halinde varlığını sürdürmüştür.
Şubat 1935’te Konya’nın Sille Nahiyesi’nin Kirligiret Köyü’nde bir tifüs salgını baş göstermiştir. Salgının ilgili kurumlara geç bildirilmesi hasta ve vefat sayısının artmasına neden olmuştur. Salgının önce Sille Nahiyesi’ne, kısa bir süre sonra valiliğe ve Sıhhat ve İçtimai Muavenet Müdürlüğü’ne bildirilmişti. Vilâyet bazında alınan önlemlerin yetersiz kalması nedeniyle salgın hakkında Başvekil İsmet İnönü ve Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekâleti’ne bilgi verilmiştir. Söz konusu kurumlar hastalığın yayılmasını engellemek ve hastaların tedavisi için harekete geçerek köye doktor ve sağlık ekipleri gönderilmiştir. Köy karantina altına alınmış, hastalığın sebebi olarak görülen kirli yerler temizlenmiş ve aşı çalışması başlatılmıştır. Köy evlerindeki eşyaların temizliğini yapmak üzere Vilâyet Sıhhiye Müdürlüğü ve Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekâleti’nden etüv makineleri getirtilmiştir. Mücadele kapsamında Kızılay köyde bir seyyar bir hastane kurmuş ve hastaların ilk tedavileri burada yapılmış, gerekli görülenler Konya Memleket Hastanesi’ne gönderilmiştir. Mücadele ekipleri Kirligiret’te bir tarafta tifüsle mücadele ederken diğer tarafta hastalarını doktorlardan saklamak için akla gelmedik yöntemlere başvuran köylüleri ikna etmek zorunda kalmıştır. Kirligiret Köyü’nde çıkan tifüs salgının etkisi, Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekâleti, Konya Valiliği ve Konya Sıhhat ve İçtimai Muavenet Müdürlüğü’nün işbirliği ve koordineli çalışmaları neticesinde 10 Haziran 1935’ten itibaren kırılmaya başlamıştır.
Tifüs, insana bitle bulaşan bir hastalıktır. Tifüsün yayılmasında toplu göçler, açlık, sefalet, bakımsızlık büyük rol oynamıştır. Tifüs hastalığı önceleri mücadele metotlarının ilkel ve mücadele araçlarının yetersiz olması nedeniyle bütün dünyada geniş bir yayılma alanı bulmuştur. Türkiye’de eskiden beri tifüs hastalığı münferit vakalar halinde görülmüştür. Özellikle Birinci Dünya Savaşı ve Milli Mücadele dönemlerinde vakalar artmaya başlamış, halk arasında ve ordularda çok büyük tahribat yapmıştır. Cumhuriyet döneminde bulaşıcı ve salgın hastalıklara karşı verilen mücadelelerden olumlu sonuçlar alınmasına rağmen tifüs münferit vakalar halinde varlığını sürdürmüştür.
Şubat 1935’te Konya’nın Sille Nahiyesi’nin Kirligiret Köyü’nde bir tifüs salgını baş göstermiştir. Salgının ilgili kurumlara geç bildirilmesi hasta ve vefat sayısının artmasına neden olmuştur. Salgının önce Sille Nahiyesi’ne, kısa bir süre sonra valiliğe ve Sıhhat ve İçtimai Muavenet Müdürlüğü’ne bildirilmişti. Vilâyet bazında alınan önlemlerin yetersiz kalması nedeniyle salgın hakkında Başvekil İsmet İnönü ve Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekâleti’ne bilgi verilmiştir. Söz konusu kurumlar hastalığın yayılmasını engellemek ve hastaların tedavisi için harekete geçerek köye doktor ve sağlık ekipleri gönderilmiştir. Köy karantina altına alınmış, hastalığın sebebi olarak görülen kirli yerler temizlenmiş ve aşı çalışması başlatılmıştır. Köy evlerindeki eşyaların temizliğini yapmak üzere Vilâyet Sıhhiye Müdürlüğü ve Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekâleti’nden etüv makineleri getirtilmiştir. Mücadele kapsamında Kızılay köyde bir seyyar bir hastane kurmuş ve hastaların ilk tedavileri burada yapılmış, gerekli görülenler Konya Memleket Hastanesi’ne gönderilmiştir. Mücadele ekipleri Kirligiret’te bir tarafta tifüsle mücadele ederken diğer tarafta hastalarını doktorlardan saklamak için akla gelmedik yöntemlere başvuran köylüleri ikna etmek zorunda kalmıştır. Kirligiret Köyü’nde çıkan tifüs salgının etkisi, Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekâleti, Konya Valiliği ve Konya Sıhhat ve İçtimai Muavenet Müdürlüğü’nün işbirliği ve koordineli çalışmaları neticesinde 10 Haziran 1935’ten itibaren kırılmaya başlamıştır.
Etik beyan gerektirmeyen bir çalışmadır.
Yok
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyal Bilimlerin Tarihi , Spesifik Alanların Tarihi (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 21 Kasım 2023 |
Kabul Tarihi | 10 Aralık 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 9 Sayı: 4 |
Tarih ve Gelecek (Journal of History and Future) Uluslararası Hakemli Tarih Araştırmaları Dergisi
DRJI, ResearchBib, Acarindex, ERIH PLUS, ASOS Index, Sindex, SOBİAD, Türk Eğitim İndeksi, Open Access Library (oalib), Eurasian Scientific Journal Index, Google Scholar, Academic Keys, Journal Factor, Index Copernicus, CiteFactor, idealonline, SciLit, Road, Crosreff, Journal TOC, MAKTABA, INTERNATIONAL ISSN, CORE, PAPERITY, INGENTA, OPENAIRE