Amaç: Bu çalışmanın amacı hastanemize üç yıl içinde, ishal şikayeti ile başvuran hastalarda rotavirüs ve enterik adenovirüs sıklığının yıllara göre dağılımını, hastaların demografik verileri ile değerlendirmektir.
Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada özel bir hastaneye Ocak 2016-Aralık 2018 tarihlerinde ishal şikayeti ile başvuran 1-61 yaş aralığında 789 hasta retrospektif olarak incelendi. Bu hastalardan alınan dışkı örneklerinde rotavirüs ve enterik adenovirüs antijeni kromotografik yöntemle araştırıldı. Hastaların demografik verileri ve klinik bulguları değerlendirildi.
Bulgular: Hastanemize ishal şikayeti ile başvuran 789 hastanın 422 (%53,5)’si kadın, 367 (%46,5)’si erkek idi. Hastaların 45 (%5,8)’inde enterik adenovirüs pozitif, 25 (%3,2)’inde rotavirüs pozitif olarak tespit edildi. Rotavürus pozitif vakalar 2016 yılında en düşük seviyede olup (%1,5) sonraki iki yılda pozitif hasta sayısı artmasına rağmen (%3,8, %3,7) bu artış anlamlı değildi (p>0,05). Enterik adenovirüs virüs pozitif hastalar 2017’de pik yapmış (%7,4), diğer iki yıl (%5,2, %4,2) benzer oranlarda saptanmıştır (p>0,05). Yatarak tedavi edilen rotavirüs pozitif vakaların 7(%28)’si en fazla üç, enterik adenovirüs pozitif hastalardan 7(%15,5)’si en fazla dört gün yatırılarak takip edildi. Hastalarda en sık şikayetler sırasıyla bulantı-kusma ve ateş olup, karın ağrısı en az rastlanan şikayetti. Dehidratasyon rotavirus pozitif hastalarda anlamlı yüksek saptandı (p<0,05). Yatarak tedavi edilen hastalara dehidratasyon derecelerine göre parenteral sıvı tedavisi yapıldı. Çalışmada rotavirüs pozitif hastalar genelde kış aylarında, enterik adenovirüs pozitif hastalar ise aralık ayında diğer aylara oranla daha fazla olmak üzere yıl içinde tüm aylara dağılmış olarak saptanmıştır.
Sonuç: Hastanemize ishal şikayeti ile başvuran hastalarda rotavirus sıklığını düşük saptadık. Yıllara göre baktığımızda rotavirüs ishallerinin sıklığında önemli değişiklik olmadığını saptadık. Enterik adenovirüs ishallerinin sıklığının ise bölgesel nedenlere bağlı olarak değiştiğini düşündük.Halsizlik, bulantı, kusma enterik adeno virüs pozitif hastalarda; dehidratasyon, bulantı kusma rotavirus pozitif hastalarda ishalden sonra en fazla saptanan semptom olması nedeniyle tanıların karışabileceği, erken tanı için kullanılabilecek antijen testinin bu konuda klinisyene yardımcı olan önemli bir araç olduğu kanaatine vardık.
Rotavirüs enterik adenovirüs yıllara göre dağılım seropozitiflik
Backround : The aim of this study was to evaluate
the distribution of rotavirus and enteric adenovirus prevalences in patients
admitted to our private hospital with diarrhea within three years.
Materials
and Methods: In
this study, 789 patients aged between 1 and 61 years who presented
with diarrhea between January 2016-December 2018 were evaluated
retrospectively. Rotavirus and enteric adenovirus antigens were investigated
using chromotographic method in fecal samples taken from these patients. The
demographic data and clinical findings of the patients were evaluated.
Results: Of the 789 patients with
diarrhea, 422 (53.5%) were female and 367 (46.5%) were male. Enteric adenovirus
was detected in 45 patients (5.8%), and rotavirus was detected in 25 (3.2%).
While number of rotavirus-positive cases were the lowest in 2016 (1.5%), there
was an insignificant increase in the other two years (3.8%, 3.7%) (p>0.05).
Number of enteric adenovirus-positive patients peaked in 2017, and the
prevalence was found similar in the other two years (5,2%, 4,2%). Seven (28%) of the
inpatient-treated rotavirus cases were followed up for a maximum of three days,
and seven (15.5%) of enteric adenovirus-positive patients were hospitalized for
a maximum of four days. The most common symptoms in patients were nausea,
vomiting and fever, and abdominal pain was the least common complaint.
Dehydration was significantly higher in rotavirus-positive cases (p<0.05).
Inpatients were treated with parenteral fluid according to their degree of
dehydration. In the study, rotavirus-positive cases were found to be
distributed in cold months, and enteric adenovirus positive patients were
distributed throughout the year with a peak in December.
Conclusion: The frequency of
rotavirus was found to be low in patients presenting with diarrhea to our hospital.
There was no significant change in the frequency of rotavirus caused diarrhea
in terms of years, and the frequency of
enteric adenovirus caused diarrhea changed due to regional causes. We concluded
that the diagnose might be confusing because fatigue, nausea and vomiting was
the most common symptoms in adenovirus-positive patients, and dehydration,
nausea and vomiting was the most common compliants in rotavirus-positive cases. We also concluded that Ag test could be a useful tool for
a clinician in the differential diagnose.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Klinik Tıp Bilimleri |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mart 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 4 Sayı: 1 |
Creative Commons Attribution Non-Commercial License: The articles in the Journal of Immunology and Clinical Microbiology are open access articles licensed under the terms of the Creative Commons Attribution Non-Commercial License (http://creativecommons.org/licenses/by-sa/4.0/) which permits unrestricted, non-commercial use, distribution and reproduction in any medium, provided the work is properly cited.