The groups that served in the establishment of Devlet-i Âliyye were presented in four groups by Aşık Paşazâde, one of the grandchildren of Baba Ilyas, and it was demonstrated that these were in an intricate structure with each other. Women had a very important place in the culture of “ahi” that formed the backbone / spirit of the social structure. The leading character women of the society were remembered with adjectives such as "ana" and "bacı". In the determination and change of power, the blood from which women came was also decisive. It is known that the spirit of Futuwat began to be placed among the youth in the Islamic world since the time of the prophet. However, the situation of the Islamic World of the XIII. century made it possible to wonder how and by whom the reconstruction of this soul was realized. In the Turkish-Islamic society, people called "Bacı" played important social roles in every period. Contrary to the dominant view that Fatma Bacı, who was lend handed by Hacı Bektaş Veli, is the wife of Ahi Evren and the daughter of Evhadüddin Kiramanî, another Fatma Bacı was introduced through the study and the Ottoman women who served in the establishment of the Ottoman domination in the Balkans constituted the subject of this study through the foundations they established. It is seen that Shah Ismail's wife named "Bihruze / Behruze", who was seized as a prisoner in the Battle of Çaldıran, also appeared as the most remarkable face between "Bacıyan" thanks to the foundation established in Thessaloniki.
Devlet-i Âliyye’nin kuruluşunda hizmeti geçen gruplar, Baba İlyas’ın torunlarından Aşık Paşazâde tarafından dört grup halinde sunulmuş, bunların birbirleriyle girift bir yapıda oldukları da sonraki çalışmalarla ortaya konulmuştur. Toplumsal yapının bel kemiğini/ruhunu oluşturan “ahilik” kültürü içerisinde kadınların çok önemli bir yeri bulunuyordu. Toplumun lider karakterli kadınları, “ana”, “bacı” gibi sıfatlarla anıldılar. İktidarın belirlenmesi ve değişiminde kadınların hangi kandan geldikleri de oldukça belirleyiciydi. Fütüvvet ruhunun İslam dünyasında peygamber döneminden itibaren gençler arasında yerleştirilmeye başlandığı bilinir. Fakat XIII. yüzyıl İslam Dünyası’nın içinde bulunduğu durum, bu ruhun yeniden inkişafının ne şekilde ve kimler tarafından gerçekleştirildiğinin fazlasıyla merak edilmesini sağlamıştır. Türk-İslam toplumunda her dönemde “Bacı”lar, çok önemli toplumsal roller üstlendiler. Hacı Bektaş Velî’nin el verdiği Fatma Bacı’nın Ahi Evren’in hanımı ve Evhadüddin Kiramanî’nin kızı olduğu yönündeki hâkim görüşün aksine, Hacı Bektaş Velî ile çok daha yakın ilişki içerisinde olan bir başka Fatma Bacı, bu çalışma vesilesiyle tanıtılmış ve Balkanlar’daki Osmanlı hâkimiyetinin tesisisnde hizmeti geçen Osmanlı kadınları, kurdukları vakıflar vasıtasıyla bu çalışmanın konusunu teşkil etmişlerdir. Çaldıran Savaşı’nda esir olarak ele geçirilen Şah İsmail’in “Bihruze/Behruze” adındaki hatununun da Selanik’te tesis ettiği vakıf ile “bacıyan” arasındaki en dikkat çekici sima olarak tebarüz ettiği görülmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Haziran 2020 |
Gönderilme Tarihi | 13 Nisan 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 2 Sayı: 1 |