Bu makale, 17. yüzyılın ortalarında Çerkesya'da meydana
gelen din, coğrafya ve sosyal değişimler arasındaki ilişkiyi incelemektedir.
Makale, Çerkesya örneğini dünya sistemi teorisine bağlayan ekonomik, politik ve
ideolojik unsurların eklemlenmesini analiz etmek için felsefi bir yaklaşım
kullanmaktadır. Çerkes sosyal yapısı, insanlık tarihinin toplumsal ve bağımlı
aşamalarının bir meleziydi.
Çerkesya'daki toplumsal devrim, Marksist tanımdaki sınıf
çatışmasının bir sonucu gibi görünmektedir. Çerkes ekonomisi ve politik
sistemi, İpek Yolu sistemindeki Avrupa, Orta Doğu, Anadolu ve Rusya ile
ilişkilerini etkileyen yayılmanın bir ürünüdür. Bu güçler, Çerkeslerin maruz
kaldıkları ve mağdur oldukları tarihsel baskıya çerçeve oluşturdu. Aynı
şekilde, bu baskı ölçütü, 1492'den başlayarak, gelişmiş bir endüstriyel
kapitalizme, örneğin, 1850’ye, 1850’den itibaren, Birleşik Devletler’in
Bağımlılık aşamasından geçiş sürecine, örneğin, 1850’nin, baskı çerçevesi
üzerinde baskın olduğunu öne sürerek, art arda derinleşti. Orantılı olarak,
devrim koşulları olgunlaştı.
This article examines the relationship between religion,
geography, and social changes that took place in Circassia
in the middle of the 17th century. The paper uses a philosophical approach to
analyze the articulation of the economic, political, and ideological elements
that connected the case of Circassia to the
world-system theory. The Circassian social formation was a hybrid of the
communal and tributary stages of human history. The social revolution in Circassia appears to be the result of class conflict, in
the Marxist definition. The Circassians economy and political system was a
product of the diffusion in the Silk Road system that affected their
relationship with Europe, the Middle East, Anatolia, and Russia. These forces
created the framework in which the Circassians were subjected to, and became
the victims of, historical oppression. Likewise, this measure of oppression
only successively deepened as the transition of the world system from the
Tributary stage, starting 1492, to advanced industrial capitalism, i.e., 1850,
asserted dominance over the framework of oppression. In proportion, the
conditions of revolution ripen.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mayıs 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 4 Sayı: 7-8 |