The relationship between economic growth and health indicators is a frequently discussed topic in economic literature. Life expectancy at birth is not only a health indicator showing the average lifespan of individuals, but also an important factor determining the quality of human capital and long-term economic development potential. A healthy population contributes to economic growth by participating in production for longer, obtaining higher returns from education, and transferring knowledge. Conversely, growth also increases life expectancy by allocating more resources to health spending and infrastructure.
This study examines the effect of economic growth on life expectancy at birth in G7 countries for the period 2000–2021 using panel data analysis. The selected period is critical as it encompasses important developments such as the global financial crisis, sustainable development goals, and the COVID-19 pandemic. Life expectancy at birth was used as the dependent variable in the model, GDP per capita as the independent variable, and infant mortality rates as the control variable. The Driscoll-Kraay robust estimator was applied to address heteroscedasticity, autocorrelation, and inter-unit correlation issues.
The analysis results show that economic growth significantly increases life expectancy. According to the findings, a 1% increase in growth raises life expectancy by approximately 0.04%. Conversely, a 1% increase in infant mortality reduces life expectancy by 0.06%. These results confirm the decisive role of health infrastructure and early childhood services in public health.
While consistent with findings in the literature, the results obtained for G7 countries indicate that health and economic policies must be addressed together.
Ekonomik büyüme ile sağlık göstergeleri arasındaki ilişki, iktisat literatüründe sıkça tartışılan konular arasındadır. Doğuşta yaşam beklentisi, yalnızca bireylerin ortalama yaşam süresini gösteren bir sağlık göstergesi değil, aynı zamanda beşeri sermayenin niteliğini ve uzun vadeli ekonomik kalkınma potansiyelini belirleyen önemli bir faktördür. Sağlıklı nüfusun daha uzun süre üretime katılması, eğitimden daha yüksek verim elde etmesi ve bilgi birikimini aktarması, ekonomik büyümeyi desteklemektedir. Buna karşılık, büyümenin de sağlık harcamalarına ve altyapıya daha fazla kaynak ayırarak yaşam süresini artırıcı etkiler yarattığı görülmektedir.
Bu çalışma, G7 ülkelerinde ekonomik büyümenin doğuşta yaşam beklentisi üzerindeki etkisini 2000–2021 dönemi için panel veri analizi yöntemiyle incelemektedir. Seçilen dönem, küresel finans krizi, sürdürülebilir kalkınma hedefleri ve COVID-19 pandemisi gibi önemli gelişmeleri kapsaması açısından kritik öneme sahiptir. Modelde bağımlı değişken olarak doğuşta yaşam beklentisi, bağımsız değişken olarak kişi başına GSYH ve kontrol değişkeni olarak bebek ölüm oranları kullanılmıştır. Heteroskedastisite, otokorelasyon ve birimler arası korelasyon sorunlarına karşı Driscoll-Kraay dirençli tahmincisi uygulanmıştır.
Analiz sonuçları, ekonomik büyümenin yaşam beklentisini anlamlı biçimde artırdığını göstermektedir. Bulgulara göre büyümede %1’lik artış, yaşam beklentisini yaklaşık %0,04 oranında yükseltmektedir. Buna karşın bebek ölümlerinde %1’lik artış, yaşam beklentisini %0,06 oranında azaltmaktadır. Bu sonuçlar, sağlık altyapısı ve erken çocukluk hizmetlerinin toplum sağlığında belirleyici rolünü doğrulamaktadır.
Çalışma, literatürdeki bulgularla uyumlu olmakla birlikte, G7 ülkeleri için elde edilen sonuçlar, sağlık ve ekonomi politikalarının birlikte ele alınması gerektiğine işaret etmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sağlık Politikası |
Bölüm | Articles |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Eylül 2025 |
Gönderilme Tarihi | 4 Eylül 2025 |
Kabul Tarihi | 22 Eylül 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 1 |