Klasik Türk edebiyatında matlaın bir nazım şekli olarak kullanılmasının yanı sıra 16. asır şairlerinden Defterdâr-zâde Ahmed Cemâlî, bilinçli ve düzenli bir matla söyleme geleneği başlatmıştır. Sosyal hayatın konu edildiği, şûhâne ve doğal bir üslubun tercih edildiği, deyim, atasözü ve veciz ifadelerin sıklıkla kullanıldığı bir tarzı temsil eden bu gelenek, bugünkü tespitlerimize göre, Cemâlî de dâhil olmak üzere en az altı temsilciye sahiptir. 1100 adet matlaın sahibi Cemâlî’den sonra; Rüşdî’nin 403, Fennî’nin 366, Hâşimî’nin 334, Himmet-zâde Abdî’nin 253 ve Subhî-zâde Feyzî’nin 133 adet matlaı olduğu ve -Rüşdî hariç- bu şairlerin Cemâlî’yi kaynak göstererek matla söylediği tarafımızdan tespit edilmiştir. 17. asrın “tarih düşürme ve muamma manzumeleri”yle meşhur şairi Bursalı Hâşimî de matla söyleme konusunda Cemâlî’nin izinden gidenlerdendir. Hâşimî’nin şiirlerinin toplandığı ve birçok nüshasının olduğunu bildiğimiz divanı üzerinde iki adet yüksek lisans tezi hazırlanmıştır. Bu tezlerde Hâşimî’nin matlalarının çok kısa bir değerlendirmesi yapılmış ve metinleri verilmiştir. Ancak Ankara Milli Kütüphane Yazmalar Koleksiyonu içerisinde 06 Mil Yz FB 533/3 numarada kayıtlı bulunan bir şiir mecmuasının 150b-153b yaprakları arasında yer alan Metâli‘-i Hâşimî-i Burûsevî adlı bölümde Hâşimî’nin daha önce yayımlanmamış matlaları bulunmaktadır. Bu makalede; Cemâlî’nin temsil ettiği matla söyleme ekolünün diğer mümessilleri tanıtılmış, Hâşimî’nin matlalarının tespit ettiğimiz yeni nüshası değerlendirilerek Metâli‘-i Hâşimî konusundaki en geniş inceleme-metin çalışması ortaya konulmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 10 Sayı: 2 |