Bu makale Osmanlı Evi: Strüktür ve Formun Evrimi (Canbulat, The Ottoman House / Evolutıon of Structure and Form, 2017) başlıklı araştırmanın bir bölümü olarak gelişti. İstanbul, Osmanlı evinin gelişiminde Bizans-Osmanlı senkretiği ve devamında evrimi açısından çok önemli bir yer tutar. Fetih’in hemen ardından başarılı bir sosyal mühendislik projesi olarak İstanbul’un İskanı gerçekleştirilmiştir. Sürgünlerle de desteklenen nüfus kazandırma işlevi ve gelen nüfusun kentsel iş bölümüne katılımları, bir Türk – İslam yerleşme dizgesi olan mahallelerin oluşturulması ile gerçekleşmiştir. Bu araştırma yalnızca konutu çalışma alanı olarak ele almaktadır. Zaten İstanbul’un kentsel dokusunun ana öğeleri olan saray, cami, imaret, medrese, çarşı ve benzeri kamusal yapılar çok sayıda araştırma ve yayına konu olmuş bulunmaktadır. Yazının girişinde Fetih öncesi ve hemen sonrası Konstantiniyye’nin sosyal ve fiziki olarak ne noktada olduğu incelenmektedir. Fetih’ten iki yıl sonra gerçekleştirilen 1455 ve İstanbul’un iskânının sonuçlarını saptamak için yapılan 1477 Tahrirleri, iskanın niteliği hakkında çok ayrıntılı bilgi sağlamaktadır. Bunlar kadar önemli diğer bir kaynak ise 1470–1471 gibi tamamlanmış bulunan Fatih Vakfiyelerinde bulunan el-Akarat bölümüdür ki iki tahrir arasında anlamlı bir kesit vermektedir. Başlangıçta iskân için Bizans–Konstantiniyye evinin kullanılmış olduğu kesindir. Tahrirler ve Fatih Vakfiyeleri hanelerle ilgili sosyal bilgi yanında evlerin özellikleri ve durumu ile ilgili olarak da önemli bilgiler de vermektedir. Bu araştırma ile “Osmanlı Evi”nin en belirleyici özelliği olacak ahşap yapının ilk örnekleri olan çartakları Bizans manastırlarında buluyor ve zaman içinde tadilatlar ve özellikle gurfeler şeklinde ortaya çıkan muktes yapılarla yaygınlık kazanmaya başladığını görüyoruz.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 16 Eylül 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 9 Sayı: 2 |